Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
Bu vakıa, ister dışarıda hissedilen bir vakıa olsun isterse hissedilen bir vakıaya dayalı olarak dışarıda var olduğu tam bir teslimiyetle kabul edilen bir vakıa olsun, zihinde idrak edilebiliyorsa bunlar birer mefhumdurlar. Bunların dışındaki cümlelerin ve kelimelerin anlamları mefhum olarak isimlendirilemez. Bunlar ancak soyut bilgilerdir.
Mefhumlar, ya vakıayı bilgilerle ya da bilgileri vakıayla ilişkilendirmekle oluşurlar. Bu oluşum, vakıa ve bilgileri birbiri ile ilişkilendirme anında, vakıa ve bilgilerin ölçüldüğü kaide veya kaidelere göre daha da netleşir. Yani vakıa ve bilgileri birbiriyle ilişkilendirme anındaki akletmesi, kavraması oranında billurlaşır. Böylece kişide, cümleleri ve lafızları anlayan, somut vakıasıyla manaları idrak eden ve bunlar hakkında hüküm veren akliyet/zihniyet meydana gelir.
Buna göre akliyet; bir şeyi akletme, idrak etme keyfiyetidir.
Bir başka anlatımla akliyet; tek bir kaideye veya belirli kaidelere göre değerlendirilerek, vakıanın bilgilerle veya bilgilerin vakıayla ilişkilendirilmesi keyfiyetidir.
Bir başka anlatımla akliyet; tek bir kaideye veya belirli kaidelere göre değerlendirilerek, vakıanın bilgilerle veya bilgilerin vakıayla ilişkilendirilmesi keyfiyetidir.
İşte, bu nedenle İslami akliyetile komünist akliyet, kapitalist akliyet, karışık akliyet ve düzenli akliyet arasında fark vardır.
Kişide var olan mefhumların neticeleri ile insan, idrak ettiği vakıaya yönelik davranışlarını, vakıaya yönelme veya ondan yüz çevirme şeklinde görülen eğilimini belirler ve eğilimlerini özel bir eğilim ve belirli bir zevk haline getirir.
Eğilimler;
ihtiyaçlarını doyurmak istediği eşyalar hakkında insanda var olan mefhumlarla bağlantılı olarak, ihtiyaçlarını doyurmaya yönelten yönelticilerdir. İnsandaki meyiller, organik ihtiyaçları ve içgüdüleri doyurmayı gerektiren hayati güç tarafından ortaya çıkartılır. Bağlantı bu güç ile mefhumlar arasında olur.
Tek başına bu eğilimler yani hayat hakkındaki mefhumlarla bağlantılı olan yönelticiler insanın nefsiyetini oluşturur. O halde nefsiyet;içgüdüleri ve organik ihtiyaçları doyurma keyfiyetidir. Diğer bir ifade ile ihtiyaçları doyurmaya yönelten yönelticilerin mefhumlarla ilişkilendirilmesi keyfiyetidir.Nefsiyet, hayat hakkındaki mefhumlarla bağlantılı olarak, eşya hakkında insanda var olan mefhumlarla, insanın içinde doğal olarak var olan yönelticiler arasındaki bağlantıdan meydana gelen zorunlu bir sentezdir.
İşte, bu akliyet ve nefsiyet ile şahsiyet oluşur. Akıl ya da idrak insanın fıtratında bulunmasına, her insanda kesin olarak var olmasına rağmen akliyet,ancak insanın fiili ile meydana gelir. Meyiller de insanla beraber yaratılmış olmasına ve her insanda kesinlikle bulunmasına rağmen nefsiyetde insanın fiili ile oluşturulur.
Ancak bilgiler ile vakıayı birbirine bağlama esnasında, bunları ölçmede kullanılacak kaide veya kaidelerin bulunması ile anlam netleşir vemefhumhaline gelir. Yöneltici etkenler ile mefhumlar arasında meydana gelen sentez, yönelticileri netleştirir ve meyil haline getirir.
İlişkilendirme anında insanın bilgileri ve vakıayı ölçmede kullandığı kaide veya kaideler nefsiyetin ve akliyetin oluşumunda yani belirli bir şahsiyetin oluşumunda en büyük etkendirler.Akliyetin oluşumunda kullanılan kaide ve kaideler, nefsiyetin oluşumunda kullanılan kaide veya kaidelerle aynı olmazsa insanda bulunan akliyet ve nefsiyet birbirinden farklı olur. Çünkü o zaman insan, eğilimlerini iç dünyasında var olan kaide veya kaidelere göre ölçer. Yönelticilerini akliyeti oluşturan mefhumların dışındaki mefhumlara bağlar. Bu durumda ise fikirleri ile eğilimleri başka başka, birbirine zıt, farklı olur. Böylece seçkin olmayan bir şahsiyete sahip olur. Çünkü kelimeleri ve cümleleri anlayışı, vakıayı idraki, eşyaya olan meylinden farklı bir şekilde meydana gelir.
Bu nedenle şahsiyetin tedavi edilebilmesi ve seçkin bir şahsiyetin oluşturulabilmesi, ancak insanın akliyeti ve nefsiyeti için aynı anda ancak tek bir kaidenin bulunması ile gerçekleşir. Yani bağlantı kurma esnasında bilgileri ve vakıayı değerlendirmede kullanılan kaidenin, yönelticilerle mefhumlar arasındaki sentezin sağlanmasında da aynen kullanılmasıyla tek kaide ve tek ölçü üzere seçkin bir şahsiyet oluşur.
******************ÖNEMLİ***KAİDELER.***TEMEL.ASIL.KÖK.MAYA.******
İslâm; beşer tarihinde ilk defa devletler ve ordulararası münasebetlere dair en mükemmel ahkâmı getirmek şerefine eren yegâne nizamdir. Bu hükümlerin gayesi; devlet münasebetlerinin, sadece donmuş kaidelere, kuvvet mantığına ve kılıç kuvvetine dayanmadan tanzim edilmesidir.
Avrupa Devletlerinin böyle bir kanun ve, nizamın ihtiyacını hissetmeleri, ne acıdır ki ancak 17. Asırda mümkün olabilmiştir. Fakat yapılan kanunlar, yine de sayfalar üzerinde kalmış ve kurutan nizamlar, arkasında çeşitli millî ihtirasların gizlendiği bir paravana olmaktan öteye geçememiştir. Soğuk harbe vasıta olmaktan başka bir fayda sağlamamıştır. Bu nizamlarda hakkın ve adaletin tahakkuku diye birşey düşünülmediği için, denk kuvvetlere sahip • Devletlerin kötü çekişmelere mecbur olmalarından başka bir şeye alamamıştır. Bu kötü çekişmeler aradaki dengeyi bozmuş, kanun ve nizamların hiçbir amelî kıymeti kalmamıştır.
Islûma gelince; O, bütün beşeriyete gönderilen Rabbâni esaslar külliyatıdır. Daha 7. Asırda bu esasları vaz eden Allahü Taalâ, devletler arası dengenin bozulmasına meydan vermeden bu kaideleri tanzim ederken, müslümanların, diğer kuvvetlerle olan alâkalarını bu esaslar üzerine bina etmelerini dilemiştir. Gaye sadece bundan ibaret değildir. Ayrıca bu kaideler, adalet sancağının bütün beşeriyet için dalgalandırılmasını istemiştir. Adalete götüren yolların açılmasını murad etmiştir. İşte İslâm; yeryüzünde bu ulvi kaideleri ilk defa ortaya koyan yegâne nizamdır!...
***********************
Şayet isteseydik; Biz, onları sana gösterirdik de sen; onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki; sen, onları sözlerinin üslubundan da tanırsın. Allah; bütün yaptıklarınızı bilir.
Muhammed*30
(Kaidelerinden)
Doğrusu münafıklar, münafıklık sanatını iyi becermelerine ve genel olarak müslümanlar tarafından tanınmamalarına güveniyorlardı. Ancak Kur'an onların bu münafıklıkları sürekli gizli kalacak şeklindeki zanlarını, alaya almakta ve onları, durumlarını ortaya çıkarmakla ve müslümanlara duydukları kinleri ve nefretleri meydana koymakla tehdit etmektedir. Ve Peygamberine "Biz isteseydik onları sana gösterirdik de sen onları yüzlerinden tanırdın" demektedir. Yani biz isteseydik, onları teker teker, ayrı ayrı tanıtırdık da sen onlardan, kimi görsen simasından tanırdın. (Bu ayet yüce Allah'ın Peygambere onlardan bir zümreyi, isimleri ile teker teker açıklamasından önce inmişti) Bununla birlikte, onların konuşmaları ses tonları, sözü doğru anlamından saptırmaları ve seninle konuşurken sözlerinin mantık dışına çıkması tüm bunlar sana onların münafık olduklarını ifade eder de sen "Andolsun ki sen onları konuşma üslubundan tanırsın." Ve yaptıkları ameller ve o amellere yol açan nedenler yüce Allah'ın herşeyi kuşatan ilmine yükselir. "Allah bütün yaptıklarınızı bilir." Onun için gizli kapaklı hiçbir şey yoktur.
***********************************************************
BİR İNSANIN BU DÜNYAYA GELİŞ GAYESİ İÇİN TAKİP EDECEĞİ İSTİKAMET.
****************************************************************************
BİR İNSANIN BU DÜNYAYA GELİŞ GAYESİ İÇİN TAKİP EDECEĞİ İSTİKAMET.
*************************************************************************************************************
Kaide: Fiillerde asıl kaide şerî hükme bağlanmaktır. Bir işe ancak onun hükmünü bildikten sonra girişilir. Eşyada asıl olan ise, haramlılığına bir delil varid olmadıkça mübahlıktır.
|
Şahsiyeti tedavi edilmesi gereken Diyanet mensupları.
YanıtlaSilİlişkilendirme anında insanın bilgileri ve vakıayı ölçmede
kullandığıkaideveyakaidelernefsiyetin ve akliyetin oluşumunda yani belirli bir şahsiyetin oluşumunda en büyük etkendirler.Akliyetin oluşumunda kullanılan kaide ve kaideler, nefsiyetin oluşumunda kullanılan kaide veya kaidelerle aynı olmazsa insanda bulunan akliyet ve nefsiyet birbirinden farklı olur. Çünkü o zaman insan, eğilimlerini iç dünyasında var olan kaide veya kaidelere göre ölçer. Yönelticilerini akliyeti oluşturan mefhumların dışındaki mefhumlara bağlar. Bu durumda ise fikirleri ile eğilimleri başka başka, birbirine zıt, farklı olur. Böylece seçkin olmayan bir şahsiyete sahip olur. Çünkü kelimeleri ve cümleleri anlayışı, vakıayı idraki, eşyaya olan meylinden farklı bir şekilde meydana gelir.
Bu nedenle şahsiyetin tedavi edilebilmesi ve seçkin bir şahsiyetin oluşturulabilmesi, ancak insanın akliyeti ve nefsiyeti için aynı anda ancak tek bir kaidenin bulunması ile gerçekleşir. Yani bağlantı kurma esnasında bilgileri ve vakıayı değerlendirmede kullanılan kaidenin, yönelticilerle mefhumlar arasındaki sentezin sağlanmasında da aynen kullanılmasıyla tek kaide ve tek ölçü üzere seçkin bir şahsiyet oluşur.
https://www.youtube.com/watch?v=Ifh0V1aPIpA&index=66&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4
https://www.youtube.com/watch?v=07jm-DFb0M8&index=87&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4
https://www.youtube.com/watch?v=yh1WkvQdbrY&index=86&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4
https://www.youtube.com/watch?v=fCr-aKUPSkU&index=65&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4
********(ŞEYTAN BUNU BİLDİĞİNDEN DOLAYI 2016 LARDA MEDYA YOLUYLA MÜSLÜMAN ALİM.PROF ETİKETİ İLE KİŞİLERİ SAPTIRIYOR.DELİLLERİNDEN BİR İKİ ÖRNEK LİNKDEKİ YAZININ EN ALT TARAFINDAKİ LİNKLERDE.
YanıtlaSilhttp://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb )
44 — Bakmaz mısın şu kendilerine kitabtan bir nasib verilmiş olanlara? Kendileri sapıklığı satın aldıkları gibi, sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
45 — Allah düşmanlarınızı çok iyi bilendir. Allah size dost olarak ta yeter, yardımcı olarak ta yeter.
46 — Yahudilerden, peygamber hakkından Tevrattaki sözleri tahrif edip, «işittik ve karşı geldik. Duy duymaz olası» diyenler ve dillerini eğip bükerek, dini yererek; «Bizi de dinle» diyenler vardır. Eğer: «işittik ve itaat ettik, dinle ve bizi gözet» demiş olsalardı onlar için daha iyi ve daha doğru olurdu. İşte Allah inkârları yüzünden onlara lanet etmiştir. Onların ancak pek azı iman eder.
47 — Ey kendilerine kitab verilenler, biz bir takım yüzleri silip te enselerine çevirmezden veya onları ashabı Sebti lanetlediğimiz gibi lanetlemezden evvel, gelin o elinizdeki kitabı doğrulayarak bu Kur’ana iman edin. Yoksa Allah’ın emri daima yapılagelmiştir.
48 — Allah kendisine ortak koşmayı bağışlamaz. Bundan gayrısını dilediğine bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse şüphesiz pek büyük bir günahla iftira etmiş olur.********(ŞEYTAN BUNU BİLDİĞİNDEN DOLAYI 2016 LARDA MEDYA YOLUYLA MÜSLÜMAN ALİM.PROF ETİKETİ İLE KİŞİLERİ SAPTIRIYOR.DELİLLERİNDEN BİR İKİ ÖRNEK LİNKDEKİ YAZININ EN ALT TARAFINDAKİ LİNKLERDE.
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb )
49 — Bakmaz mısın şu kendilerini temize çıkaranlara? Halbu ki dilediğini temize çıkaran Allah’tır. Ye kıl payı zûlme uğratılmazlar.
50 — Bir bak Allah’a nasıl yalan iftira ediyorlar? Apaçık bir günah olarak bu yeter.
51 — Kendilerine kitab verilmiş olanların puta ve Tağûta İnanıp, küfredenlere: «Bunlar mü’minlerden daha doğru yoldadırlar•• dediklerini görmedin mi?
52 — Onlardır işte Allah’ın lanetlediği. Allah’ın lânetledigi kİşiye sen yardımcı bulamıyacaksın.
53 — Yoksa onların hükümranlıktan bir payı mı var? Bu takdirde onlar insanlara bir çekirdek parçası bile vermezler.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=1036879669666177&set=ms.c.eJxFzMsJADAIBNGOgt~%3BV7b~_xgIF4fTCj4uhikgC04~_gDiJFMrQW4W6d8wEBsgnlUXd6YEUo~-.bps.a.1024394247581386.1073741910.100000324607185&type=3&theater
Şahsiyeti tedavi edilmesi gereken kişiler...
YanıtlaSilİlişkilendirme anında insanın bilgileri ve vakıayı ölçmede
kullandığı kaide veya kaideler nefsiyetin ve akliyetin oluşumunda yani belirli bir şahsiyetin oluşumunda en büyük etkendirler.Akliyetin oluşumunda kullanılan kaide ve kaideler, nefsiyetin oluşumunda kullanılan kaide veya kaidelerle aynı olmazsa insanda bulunan akliyet ve nefsiyet birbirinden farklı olur. Çünkü o zaman insan, eğilimlerini iç dünyasında var olan kaide veya kaidelere göre ölçer. Yönelticilerini akliyeti oluşturan mefhumların dışındaki mefhumlara bağlar. Bu durumda ise fikirleri ile eğilimleri başka başka, birbirine zıt, farklı olur. Böylece seçkin olmayan bir şahsiyete sahip olur. Çünkü kelimeleri ve cümleleri anlayışı, vakıayı idraki, eşyaya olan meylinden farklı bir şekilde meydana gelir.
Bu nedenle şahsiyetin tedavi edilebilmesi ve seçkin bir şahsiyetin oluşturulabilmesi, ancak insanın akliyeti ve nefsiyeti için aynı anda ancak tek bir kaidenin bulunması ile gerçekleşir. Yani bağlantı kurma esnasında bilgileri ve vakıayı değerlendirmede kullanılan kaidenin, yönelticilerle mefhumlar arasındaki sentezin sağlanmasında da aynen kullanılmasıyla tek kaide ve tek ölçü üzere seçkin bir şahsiyet oluşur.
*****************************
https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/videos/vb.100000324607185/1002015113152633/?type=3&theater
https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/media_set?set=a.1019583058062505.1073741909.100000324607185&type=3
Şahsiye.1
Silhttp://islamdevleti.info/kitaplar/Islam_Sahsiyeti_Cilt_1/index.htm
Kaide ne demektir?
YanıtlaSil1. Bir şeyin aslı, esası, temeli. 2. Bir ilmîn ihtiva ettiği düsturların her biri: Su bir fizik kaidesidir. 3. Bina, sütün, heykel vb. şeylerin oturduğu alt kısım, ayaklık, taban. 4. Temel, esas. 5. Usûl, erkân, muaşeret düzeni, yol yordam. 6. Nizam, düzen.
******************ÖNEMLİ***KAİDELER.***TEMEL.ASIL.KÖK.MAYA.******
YanıtlaSilİslâm; beşer tarihinde ilk defa devletler ve ordulararası münasebetlere dair en mükemmel ahkâmı getirmek şerefine eren yegâne nizamdir. Bu hükümlerin gayesi; devlet münasebetlerinin, sadece donmuş kaidelere, kuvvet mantığına ve kılıç kuvvetine dayanmadan tanzim edilmesidir.
Avrupa Devletlerinin böyle bir kanun ve, nizamın ihtiyacını hissetmeleri, ne acıdır ki ancak 17. Asırda mümkün olabilmiştir. Fakat yapılan kanunlar, yine de sayfalar üzerinde kalmış ve kurutan nizamlar, arkasında çeşitli millî ihtirasların gizlendiği bir paravana olmaktan öteye geçememiştir. Soğuk harbe vasıta olmaktan başka bir fayda sağlamamıştır. Bu nizamlarda hakkın ve adaletin tahakkuku diye birşey düşünülmediği için, denk kuvvetlere sahip • Devletlerin kötü çekişmelere mecbur olmalarından başka bir şeye alamamıştır. Bu kötü çekişmeler aradaki dengeyi bozmuş, kanun ve nizamların hiçbir amelî kıymeti kalmamıştır.
Islûma gelince; O, bütün beşeriyete gönderilen Rabbâni esaslar külliyatıdır. Daha 7. Asırda bu esasları vaz eden Allahü Taalâ, devletler arası dengenin bozulmasına meydan vermeden bu kaideleri tanzim ederken, müslümanların, diğer kuvvetlerle olan alâkalarını bu esaslar üzerine bina etmelerini dilemiştir. Gaye sadece bundan ibaret değildir. Ayrıca bu kaideler, adalet sancağının bütün beşeriyet için dalgalandırılmasını istemiştir. Adalete götüren yolların açılmasını murad etmiştir. İşte İslâm; yeryüzünde bu ulvi kaideleri ilk defa ortaya koyan yegâne nizamdır!...
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=1043471122340365&set=ms.c.eJxFzMsJACAMBNGOZDebj~_m~%3BMUFRr49hCJcXaQ0UxMELJocyPkSWsucF4y4iH5yHcQHEXBCu.bps.a.1024394247581386.1073741910.100000324607185&type=3&theater
KARŞINDAKİ KİŞİNİN KİM OLDUĞUNU ANLAMAK İÇİN ALLAH TARAFINDAN VERİLEN ÖLÇÜ..
YanıtlaSilŞayet isteseydik; Biz, onları sana gösterirdik de sen; onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki; sen, onları sözlerinin üslubundan da tanırsın. Allah; bütün yaptıklarınızı bilir.
Muhammed*30
(Kaidelerinden)
Doğrusu münafıklar, münafıklık sanatını iyi becermelerine ve genel olarak müslümanlar tarafından tanınmamalarına güveniyorlardı. Ancak Kur'an onların bu münafıklıkları sürekli gizli kalacak şeklindeki zanlarını, alaya almakta ve onları, durumlarını ortaya çıkarmakla ve müslümanlara duydukları kinleri ve nefretleri meydana koymakla tehdit etmektedir. Ve Peygamberine "Biz isteseydik onları sana gösterirdik de sen onları yüzlerinden tanırdın" demektedir. Yani biz isteseydik, onları teker teker, ayrı ayrı tanıtırdık da sen onlardan, kimi görsen simasından tanırdın. (Bu ayet yüce Allah'ın Peygambere onlardan bir zümreyi, isimleri ile teker teker açıklamasından önce inmişti) Bununla birlikte, onların konuşmaları ses tonları, sözü doğru anlamından saptırmaları ve seninle konuşurken sözlerinin mantık dışına çıkması tüm bunlar sana onların münafık olduklarını ifade eder de sen "Andolsun ki sen onları konuşma üslubundan tanırsın." Ve yaptıkları ameller ve o amellere yol açan nedenler yüce Allah'ın herşeyi kuşatan ilmine yükselir. "Allah bütün yaptıklarınızı bilir." Onun için gizli kapaklı hiçbir şey yoktur.
http://www.enfal.de/Kuran-Tevsiri/Kuran_Tefsiri.htm
https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/media_set?set=a.1019583058062505.1073741909.100000324607185&type=3
********************
İlişkilendirme anında insanın bilgileri ve vakıayı ölçmede kullandığı kaide veya kaideler nefsiyetin ve akliyetin oluşumunda yani belirli bir şahsiyetin oluşumunda en büyük etkendirler.Akliyetin oluşumunda kullanılan kaide ve kaideler, nefsiyetin oluşumunda kullanılan kaide veya kaidelerle aynı olmazsa insanda bulunan akliyet ve nefsiyet birbirinden farklı olur. Çünkü o zaman insan, eğilimlerini iç dünyasında var olan kaide veya kaidelere göre ölçer. Yönelticilerini akliyeti oluşturan mefhumların dışındaki mefhumlara bağlar. Bu durumda ise fikirleri ile eğilimleri başka başka, birbirine zıt, farklı olur. Böylece seçkin olmayan bir şahsiyete sahip olur. Çünkü kelimeleri ve cümleleri anlayışı, vakıayı idraki, eşyaya olan meylinden farklı bir şekilde meydana gelir.
Bu nedenle şahsiyetin tedavi edilebilmesi ve seçkin bir şahsiyetin oluşturulabilmesi, ancak insanın akliyeti ve nefsiyeti için aynı anda ancak tek bir kaidenin bulunması ile gerçekleşir. Yani bağlantı kurma esnasında bilgileri ve vakıayı değerlendirmede kullanılan kaidenin, yönelticilerle mefhumlar arasındaki sentezin sağlanmasında da aynen kullanılmasıyla tek kaide ve tek ölçü üzere seçkin bir şahsiyet oluşur.
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
MÜSLÜMANLARIN BU ZELİL HALDEN KURTULUP YÜKSELMESİ İÇİN GEREKEN İLK İKİ ŞART.
YanıtlaSil1-Konuşulan sözlerin islami kaideye oturup oturmadığını ölçerek.
2-Raşidi Hilafet Devleti kurup cihad emrini yerine getirmek.
Biz isteseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları, konuşma üslubundan tanırsın. Allah bütün yaptıklarınızı bilir.
Muhammed**30
*****************************
"Biz isteseydik onları sana gösterirdik de sen onları yüzlerinden tanırdın" demektedir. Yani biz isteseydik, onları teker teker, ayrı ayrı tanıtırdık da sen onlardan, kimi görsen simasından tanırdın. (Bu ayet yüce Allah'ın Peygambere onlardan bir zümreyi, isimleri ile teker teker açıklamasından önce inmişti) Bununla birlikte, onların konuşmaları ses tonları, sözü doğru anlamından saptırmaları ve seninle konuşurken sözlerinin mantık dışına çıkması tüm bunlar sana onların münafık olduklarını ifade eder de sen "Andolsun ki sen onları konuşma üslubundan tanırsın."
***************************************
Peki bu gün tanımam nasıl olmalı dersen..
Konuşulan sözlerin islami kaideye oturup oturmadığını ölçerek.
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2015/10/diyorlar-ki-bu-ummete-vahdet-lazm.html?spref=fb
http://www.enfal.de/Kuran-Tevsiri/Kuran_Tefsiri.htm
**DEVLET (OTARİTE) OLMADAN CİHAD OLMAZ.
Devlet olmadan bu cihadın yerine getirilmesi mümkün müdür?
Devlet, ümmeti cihad üzere eğitir.
Cihad için hazırlık yapar ve fertleri askerî ve İktisadî konularda görevlendirerek genel silahlanma ameliyesinde
bulunur. Zaruret halinde halkın tamamının bu cihada katılmasını sağlar. Bütün bunlar ancak ,İslâm Devletinin hakimiyetinde sağlanabilir...
https://www.youtube.com/watch?v=lRGAxG5nkU0
http://namenstr8.blogspot.nl/2015/03/islam-devleti-var-olmali-islamin.html?showComment=1450690501992#c6418954102716512751
3- CİHAD
Cihad; doğrudan ya da mal, görüş veya kalabalıkları çoğaltmak ile yardım ederek Allah Subhenehû ve Teala yolunda savaşta azami gayret sarf etmektir. Zira Allah’ın Kelimesinin/dininin yüceltilmesi için savaşmak cihaddır.
Allah yolunda görüş ile cihada gelince; eğer o görüş Allah yolunda savaş ile doğrudan alakalı ise, o cihaddır. Doğrudan alakalı değilse, onda meşakkat olsa da, Allah’ın Kelimesinin yüceltilmesi için bir takım yararlar olsa da o, Şer’iata göre cihad değildir. Çünkü cihad, Şer’iata göre kıtala/savaşa hastır ve savaş ile doğrudan alakalı her şey cihada dâhil olur. Mesela; savaşa başlaması için orduya tahrik edici, coşturucu hitapta bulunmak, düşmanlarla savaşa teşvik edici makale yazmak gibi doğrudan savaşla alakalı ise yazılı ve sözlü görüş cihaddır, aksi halde cihad değildir. Buna binaen, siyasi mücadeleye, zalim Müslüman yöneticilerle çatışmaya, her ne kadar büyük sevabı olsa da ve Müslümanlara çok büyük yararları olsa da, cihad ismi verilmez. Zira mesele meşakkat ve fayda meselesi değildir. Mesele sadece bu kelimenin içinde geçtiği Şer’î manadır. Şer’î mana ise kıtaldır ve onunla alakalı görüş, konuşma, yazma, tuzak ve hile planlama v.b. her husustur.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=866901316664014&set=a.151838731503613.21978.100000324607185&type=3&theater*************************************
Hadisler için kabul ve sıhhat şartlarından söz edip de bu ilmin kaidelerinin ıstılahlaştırılmasında; tamamen Kur’an’ı ve sahih Sünneti esas aldıklarını neden hiç konuşmazlar, bilmediklerinden mi yoksa inkâr edip saklamak istediklerinden mi?
YanıtlaSilHadis âlimleri, Hadis ilminin kaidelerini inşa ederken, tamamen Kur’an’a ve Sünnete beslenen ve Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashabının kullandığı dilden hareketle “mustalah ilmi”ni geliştirmişlerdir.
Onlar terimlerine ve kavramlarına varıncaya kadar bu ilmin Kur’an’a ve Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünnetine uygun ve muvafık olmasına dikkat etmişlerdi. Bu uğurda inceden inceye düşünmüşler ve bunun üzerine yıkılmaz ve sarsılmaz bir ilim ve fıkıh binası inşa etmişlerdir.
Gerçek bu iken, Batının modern, şekci, kuşkucu felsefî yöntemlerini ve kadim Batınî ve aklı mutlaklaştıran mezheplerin düşüncelerini referans alıp Kur’an’a ve Nübüvvet ilmi (Sünnet) karşı filozofların ve kelamcıların iddialarını yeniden Kur’an’ın üzerinde hâkim kılmaya çalışmaktadırlar. Onlar istedikleri kadar bunu inkâr etsinler; tarihi gerçekler ve düşünce tarihimiz bunu bize söylemektedir.
http://www.islahhaber.net/haber/mehmet-emin-akin--modern-batinilere-cevap
Kaidenin oluşumu***Eşyadaki özellik
YanıtlaSilİSLAM ŞAHSİYETİ CİLT.1
Silhttps://tr.scribd.com/doc/52454603/Islam-Sahsiyeti-Cilt-1
http://islamdevleti.info/kitaplar/Islam_Sahsiyeti_Cilt_1/index.htm
ilişkilendirme anında, vakıa ve bilgilerin ölçüldüğü kaide veya kaidelere göre daha da netleşir ...... geçerlidir. Ve bu mucizeyi şu anda bile bütün dünya hissen idrak etmektedir. Netice olarak Kur'an ...... fiillerini ve filleri sonucunda ortaya çıkan eşyanın özelliklerini oluşturan da insandır” ....
SilKişi sahip olduğu varlığı bir başkasına karşılıksız devretmez.
YanıtlaSil(Açılması lazım)
Hiç bir sistem başka bir sistemi istemez.
Kaide.
https://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?showComment=1474650707841#c8676990055438293772
o zaman, başka bir sistemin unsuru başka bir sistemden bir şey isteyemez.isterse kaideye ters hareket etmiş olur dolayısı ile bulanıklılık meydana gelir.
Kaideye ters düşen fikir alınmaz.
YanıtlaSilKafirlerin Allah tarifi sınırlıdır.
Muhammedin Allah tarifi sınırsızdır.
Kaide:Sınırlı bir şey sınırsız olan bir şeyi kapsamaz ama sınırsız olan şey sınırlı olanı kapsar.
Yukarıdaki tarifleri kaideye vurduğun zaman,Muhammedin Allah tarifi kaideye uyuyor kafirlerin Allah tarifi uymuyor.
O Zaman kişi kaideye uyanı alır ve Müslüman olup cenneti garantiler.
Ölçü:Muhammed.30
Ey kavmim ! ölçüyü ve tartıyı hakkaniyetle yerine getirin. İnsanlara eşyasını eksik vermeyin.
YanıtlaSilYani sadece eşyayı değil Fikirleri de kaide ve kurallarına göre verin ki şeytanın tuzaklarına düşmeyin.
Biz isteseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları, konuşma üslubundan tanırsın. Allah bütün yaptıklarınızı bilir.
Muhammed.30 da ki sözü uygulayın
Yoksa bu ölçüler,şablon,kaideler olmasa ben onların konuşma üslubundan nasıl tanıyacağım.
Örnek; CENNET'İN GARANTİSİ***MÜSLÜMANLARIN VE KAFİRLERİN ALLAH TARİFİ,TANIMI..SEN BU TARİFİN NERESİNDESİN?
***********
EŞYAYI BAZ,ÖLÇÜ ALDIĞIMIZDA
Vahyin,Son asrın ilim ve teknolojisiyle hazırlanmış açılımı bekleyen Fikri.
VAHİY KONULARI HARİCİNDE, DALINDA UZMANLAŞMIŞ KİŞİNİN GÖRÜŞLERİ GEÇERLİDİR.
Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir.
İNSANDAKİ HALLER..(EŞYADAKİ ÖZELLİKLER.) DEN BAZILARI.
Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. Fikrin oluşum Süreci ve Aşamaları.
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
YanıtlaSilhttp://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
İDEOLOJİK VE VAKIAYA TESLİMİYETÇİLİK DAVETLERİ ARASINDA DEĞİŞİM DAVETÇİLERİ
http://islamdevleti.info/kitaplar/Saglikli_Kalkinma/18.htm
https://www.youtube.com/watch?v=FPrJZInHSt0&list=WL&index=7
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHerhangi bir kişide şahsiyet; zihniyetin ve nefsiyetin belli bir düşünce sistemi ile şekillenmesi ile oluşur. Zihniyet, düşünce yapısıdır. Nefsiyet ise, yaratılırken kendisine verilen yapısal özelliklerin dışa yansıması olan duygu ve arzularına bağlı olan eylemlerdir. İşte belirli bir şahsiyet, insanın düşünce yapısının belirli bir düşünce sistemine göre şekillenerek iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin değerlendirmelerini yapabilmesi, bu değerlendirmelerde kendisinde bir tutarlılığın olması ile zihniyetin teşekkülü neticesinde, buna ilaveten de duygu ve arzularının yani sevgi ve buğuzunun, hoşnut ve hoşnutsuzluğunun zihniyeti doğrultusunda şekillenerek belirli davranış biçimlerine dönüşmesi ile oluşur.
YanıtlaSilhttp://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
http://namenstr8.blogspot.nl/2016/05/islamda-dusunce-metodu-ve-islami.html
Aklın tarifi ise; vakıa, madde veya izleri beyne duyu organları vasıtasıyla nakletmekle beraber önbilginin var olmasıyla meydana gelen zihinsel harekettir. Buna göre akıl şu dört unsurdan oluşmaktadır: 1-Beyin, 2-Vakıa, madde ve izleri, 3-Duyu organları, 4-Ön bilgi. Vakıa, olay, madde ve izleri duyu organları (ki bunlar görme, işitme, koklama, tatma ve dokunmadır) yoluyla beyine götürülür. Duyu organları sağlam olunca insan bu duyularında yanılmaz. Eğer insan bir ses duyarsa veya bir şey görürse veya bir koku koklarsa veya bir şeyi tadarsa veya bir şeye dokunursa yanılmış olmaz. Bundan dolayı duyu organları sinir sistemine bağlı olur ve aynı zamanda da sinir sistemi beyne bağlıdır. Böylelikle bunlar beyne ulaşır. Fakat beyin bunları algılayabilmek için ön bilgiye muhtaçtır. İnsanın gördüğü, işittiği v.s. hakkında eğer bilgisi yoksa onu anlayamaz. Meselâ; uzay mekiğine girerse onu
YanıtlaSilkullanamaz, önce önbilgi edinir ve ondan sonra düşünmeye başlar. Yine, Çince bir yazı görürse onu anlayamaz, neticede harfler hakkında bilgi edinecek ve sonra onu düşünüp okumaya başlar, v.s.
http://namenstr8.blogspot.nl/search?q=Ak%C4%B1l
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
http://blog.milliyet.com.tr/duyular--hisler-ve-duygular/Blog/?BlogNo=28211
Ruh zehirlenmesinin tedavisi oldukça güç, hatta bazı ahvalde âdeta imkânsızdır.
YanıtlaSilhttps://fgulen.com/tr/fethullah-gulenin-butun-eserleri/fethullah-gulenin-dergi-yazilari/caglayan-yazilari/51587-ruh-zehirlenmesi
Not; Zehirlenme olayı bu notu yazan kişide de mevcuttur aynı diyanet görevlileri veya yaratanına muhalefet eden kişiler gibi.
Tedavisi.
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Şahsiyeti tedavi edilmesi gereken Diyanet mensupları ve sistemi onaylayanlar.
İlişkilendirme anında insanın bilgileri ve vakıayı ölçmede
kullandığıkaideveyakaidelernefsiyetin ve akliyetin oluşumunda yani belirli bir şahsiyetin oluşumunda en büyük etkendirler.Akliyetin oluşumunda kullanılan kaide ve kaideler, nefsiyetin oluşumunda kullanılan kaide veya kaidelerle aynı olmazsa insanda bulunan akliyet ve nefsiyet birbirinden farklı olur. Çünkü o zaman insan, eğilimlerini iç dünyasında var olan kaide veya kaidelere göre ölçer. Yönelticilerini akliyeti oluşturan mefhumların dışındaki mefhumlara bağlar. Bu durumda ise fikirleri ile eğilimleri başka başka, birbirine zıt, farklı olur. Böylece seçkin olmayan bir şahsiyete sahip olur. Çünkü kelimeleri ve cümleleri anlayışı, vakıayı idraki, eşyaya olan meylinden farklı bir şekilde meydana gelir.
Bu nedenle şahsiyetin tedavi edilebilmesi ve seçkin bir şahsiyetin oluşturulabilmesi, ancak insanın akliyeti ve nefsiyeti için aynı anda ancak tek bir kaidenin bulunması ile gerçekleşir. Yani bağlantı kurma esnasında bilgileri ve vakıayı değerlendirmede kullanılan kaidenin, yönelticilerle mefhumlar arasındaki sentezin sağlanmasında da aynen kullanılmasıyla tek kaide ve tek ölçü üzere seçkin bir şahsiyet oluşur.
https://www.youtube.com/watch?v=Ifh0V1aPIpA&index=66&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4
https://www.youtube.com/watch?v=07jm-DFb0M8&index=87&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4
https://www.youtube.com/watch?v=yh1WkvQdbrY&index=86&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4
https://www.youtube.com/watch?v=fCr-aKUPSkU&index=65&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
https://www.youtube.com/watch?v=FPrJZInHSt0&index=14&list=PLr342JFErS74s2FoNNBiYoBbYlKUsg9To
GENELDE İNSANLIĞIN ÖZELDE MÜSLÜMANLIĞIN YOL AYIRIMI.
http://bredaholland.blogspot.nl/2017/10/genelde-insanligin-ozelde-muslumanligin.html
Şahsiyet bozuk olursa liyakatın diğer kavramlarıda bozuk olur.
YanıtlaSilİlişkilendirme anında insanın bilgileri ve vakıayı ölçmede kullandığı kaide veya kaideler nefsiyetin ve akliyetin oluşumunda yani belirli bir şahsiyetin oluşumunda en büyük etkendirler.Akliyetin oluşumunda kullanılan kaide ve kaideler, nefsiyetin oluşumunda kullanılan kaide veya kaidelerle aynı olmazsa insanda bulunan akliyet ve nefsiyet birbirinden farklı olur. Çünkü o zaman insan, eğilimlerini iç dünyasında var olan kaide veya kaidelere göre ölçer. Yönelticilerini akliyeti oluşturan mefhumların dışındaki mefhumlara bağlar. Bu durumda ise fikirleri ile eğilimleri başka başka, birbirine zıt, farklı olur. Böylece seçkin olmayan bir şahsiyete sahip olur. Çünkü kelimeleri ve cümleleri anlayışı, vakıayı idraki, eşyaya olan meylinden farklı bir şekilde meydana gelir.
Bu nedenle şahsiyetin tedavi edilebilmesi ve seçkin bir şahsiyetin oluşturulabilmesi, ancak insanın akliyeti ve nefsiyeti için aynı anda ancak tek bir kaidenin bulunması ile gerçekleşir. Yani bağlantı kurma esnasında bilgileri ve vakıayı değerlendirmede kullanılan kaidenin, yönelticilerle mefhumlar arasındaki sentezin sağlanmasında da aynen kullanılmasıyla tek kaide ve tek ölçü üzere seçkin bir şahsiyet oluşur.
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
https://www.youtube.com/watch?v=FPrJZInHSt0&index=79&list=PLkfHFbBueve6YCNdDRIExA4yi_-F3ggP-
http://insaenstitusu.com/liyakat-ve-sadakat
İnsan;Şahsiyetinin ürünüdür.
YanıtlaSilhttp://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Kim salih amel işlerse, (sevabı) kendine; kim de kötülük ederse, (cezası) yine kendinedir. Yoksa Rabbin, asla kullara zulmedici değildir.)
FUSSİLET Suresi 46 EN'AM Suresi 48 MUHAMMED Suresi 38 NİSA Suresi 110
“Kuşkusuz, Allah hiçbir toplumun durumunu, onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe değiştirmez.”(Rad 11)
Bu gün 2017 bilim ve teknolojinin açığa vurduğu şeyleri 1400 sene evvel Muhammed sas vahiy alarak bir çok şeyi ayet olarak açıklamıştır.
http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/03/bu-gun-2017-bilim-ve-teknolojinin-acga.html
CENNET GARANTİ BELGESİ...KATİ DELİLLERİYLE.
http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/01/cennet-garanti-belgesi.html
Galaya alınacak bir zat değildir.**KENDİSİNİ ALLAH ZANNEDENLER
https://www.youtube.com/watch?v=aykg_7hPYgY&list=PLr342JFErS74wTAKOa6WqzcN2SMX7Hgu4&index=13
Bizi, mucizeler göstermekten alıkoyan, daha öncekilerin onları yalanlamış olmasından başka bir şey değildir.İsra suresi 59
DÜNYA OLDU BİR KÖY, EY İNSANOĞLU HEDEFİNİ İSTİKAMETİNİ BELİRLE.
http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/11/dunya-oldu-bir-koy-ey-insanoglu.html
Not.Kişinin kendisinde bulunan eski fakat yanlış olan bilginin,Yeni duyduğu doğru bilgiyi HAZMETME si zordur.Süt içen bebeğe yemek sunulması gibi.
https://www.youtube.com/watch?v=AOP2vqdRKg0
İdrak yollarınız tıkandı mı, bir enfeksiyon kaptı mı, Allah muhafaza, dönülmez akşamın ufkundasınız demektir. Tez elden, tersi yoğunlukta bir çaba ile telafi için doğru yol ve yöntemlerle tedaviyi bulmanız, arınma/tezkiye sürecine girmeniz gerekmektedir.
YanıtlaSil***
Tedavi reçetesi.
İlişkilendirme anında insanın bilgileri ve vakıayı ölçmede
kullandığıkaideveyakaidelernefsiyetin ve akliyetin oluşumunda yani belirli bir şahsiyetin oluşumunda en büyük etkendirler.Akliyetin oluşumunda kullanılan kaide ve kaideler, nefsiyetin oluşumunda kullanılan kaide veya kaidelerle aynı olmazsa insanda bulunan akliyet ve nefsiyet birbirinden farklı olur. Çünkü o zaman insan, eğilimlerini iç dünyasında var olan kaide veya kaidelere göre ölçer. Yönelticilerini akliyeti oluşturan mefhumların dışındaki mefhumlara bağlar. Bu durumda ise fikirleri ile eğilimleri başka başka, birbirine zıt, farklı olur. Böylece seçkin olmayan bir şahsiyete sahip olur. Çünkü kelimeleri ve cümleleri anlayışı, vakıayı idraki, eşyaya olan meylinden farklı bir şekilde meydana gelir.
Bu nedenle şahsiyetin tedavi edilebilmesi ve seçkin bir şahsiyetin oluşturulabilmesi, ancak insanın akliyeti ve nefsiyeti için aynı anda ancak tek bir kaidenin bulunması ile gerçekleşir. Yani bağlantı kurma esnasında bilgileri ve vakıayı değerlendirmede kullanılan kaidenin, yönelticilerle mefhumlar arasındaki sentezin sağlanmasında da aynen kullanılmasıyla tek kaide ve tek ölçü üzere seçkin bir şahsiyet oluşur.
http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2015/10/diyorlar-ki-bu-ummete-vahdet-lazm.html
Yeni Nesillere Duyurulur...! Tedavi ilacı.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=340331669751574&id=100013242319421&pnref=story
http://www.islamvehayat.com/idrak-yollari-enfeksiyonu_m1831.html
‘akl’ın sözlük anlamı ‘bağ’ demektir ki, bu bağın varlık arasında ilişki kurabilme
YanıtlaSilhttp://meerstr11.blogspot.nl/2017/01/akil-bu-gibi-genel-tanimlar-kisinin.html
“Allah böyle istiyor” sandığımız bir çok şeyi aslında “zihnimiz öyle istemektedir” ve bu zaafiyetimizi bilmeden bu tehlikeli düşünce yanlışının farkına bile varamayabiliriz.
YanıtlaSilhttps://plus.google.com/109838719669290377148/posts/TQ2DwMXdZuG
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=435646976886709&id=100013242319421
Tüm insanlık hastadır. Temel nedenleri vardır, göz ardı edip durduğumuz temel nedenler.
YanıtlaSil***
Şahsiyeti tedavi edilmesi gerekenler...Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Bir Problem Nasıl Çözülür
http://bredaholland.blogspot.nl/2017/11/bir-problem-nasl-cozulur.html
http://www.hayrullahtas.com/insanlarin-problemleri-nicin-cozulmuyor/
“İnsan alışkanlıklarının çocuğu olur.”
YanıtlaSilMefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=436500116801395&id=100013242319421
https://plus.google.com/109838719669290377148/posts/GRPB7dBEXMw
“Bana ne olursa, kayıtsız şartsız ne olursa, bundan ben kendim sorumluyum. Ben sorumluyum, kesinlikle” diyebildiğin anda, kendi özünün hakimiyetini eline geçirirsin.
YanıtlaSil***
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
https://www.hayrullahtas.com/kendini-degistirmedikce-hicbir-sey-degilmez/
kifayetsizliğimizin, kifayetsizliğimizi farketme gücümüzü maskelemesine literatürde ‘Dunning-Kruger etkisi’ veya ‘Dunning-Kruger sendromu’ deniyor. Ve bu etki hem niteliksiz insanlar da hem de gerçekten nitelikli insanlarda kendini gösteriyor. Niteliksiz insanlar, ne derece niteliksiz olduğunu tam farkında değiller, ve kendi niteliklerini oldukça abartma eğilimindeler. Gerçekten nitelikli insanlar ise, niteliklerini gerçekte olduğundan daha düşük görme eğilimindeler. Çünkü, nitelikli bir insan, kendisine kolay gelen işlerin diğer insanlara da kolay geleceği düşüncesinde. Bundan dolayı da kendi yeterliliğini çok abartmamaktadır.
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=436914980093242&id=100013242319421
https://plus.google.com/109838719669290377148/posts/hjVLxBdKZsU
KAVRAM KARGAŞASI.
YanıtlaSilhttp://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
http://islamdevleti.info/kitaplar/Islam_Sahsiyeti_Cilt_1/01.htm
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/hjVLxBdKZsU
http://m.t24.com.tr/yazarlar/cemal-tuncdemir/kendini-bil-haddini-bil,10595
http://www.tyb.org.tr/mobi/d-mehmet-dogan-cengiz-aytmatovun-dunya-literaturune-armagan-ettigi-kavram-mankurtlasm-33522h.htm
https://www.facebook.com/DucaneCundioglu/photos/a.1656267974612211.1073741828.1656261084612900/2035444220027916/?type=3&theater
http://namenstr8bredaholland.blogspot.nl/2017/01/insanin-esya-olusunun-delili.html
Kendisi istemedikçe, insanları değiştirmenin olanaksız olduğu konusunda bilinçsizler
YanıtlaSilMefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
ANLATAMIYORUZ...BAKIŞ AÇIMIZ YANLIŞ.2018.DOĞRUSU AŞAĞIDA.
http://bredaholland.blogspot.nl/2018/05/anlatamiyoruzbakis-acimiz-yanlis2018.html
Bu nedenle de ciddi bir tedaviye ihtiyaç gösterir. Gencin kimlik bunalımını sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi ve kimlik kargaşasına sürüklenmemesi için uygun bir aile ve çevre ortamının bulunması gerekir. Ergenlik öncesinde ve ergenlik döneminde iyi örnek olarak alabileceği ve uygun özdeşimler kuracağı anne, baba, yakınları, öğretmenleri ve başkaları olmalıdır.
YanıtlaSil***
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
http://huseyinsas.blogspot.com/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Bir çıkış yolu bulamayan gençler negatif kimlik geliştirirler ONUN İÇİN.
Yeni Nesillere Duyurulur...!
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=340331669751574&id=100013242319421
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=448823165569090&id=100013242319421
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1003580788728836096
https://www.mynet.com/kimlik-bunalimi-ve-kargasasi-8788-mykadin
Siz hakikaten salak mı,aptal mı.budala ahmak mı yoksa zeka özürlü müsünüz.?
YanıtlaSilYoksa şahsiyetinizin bozuk olmasından dolayı kifayetsiz misiniz.?
Adam,Diyanetten sorumlu kişi açık seçik anlaşılır bir şekilde izah ediyor.
***
Tedavisi.
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
http://huseyinsas.blogspot.com/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Kifayetsizsen bir kifayetsiz olduğunu farkedemiyorsun.’’
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/hjVLxBdKZsU
https://www.youtube.com/watch?v=AZSAFnYd82s
İnsanın kimliği kendi iç âleminde bizzat kendisinin belirlediği ve benliğinde hissettiği duygularla şekillenir. Yani kişinin kimliği iç dünyasından kopup gelen ve dışa vuran yaşama biçimiyle oluşur. Kendi kişiliğiyle barışık olan iç âleminin sahip olduğu değerler onun kimliğini de belirler.
YanıtlaSilToplumu dönüştüren inançtır. Toplumun dönüşmesi insan özünün değişmesiyle mümkündür. Gelecekte sağlam kişilikli insanın yetişmesinin yegâne yolu İslamî eğitim ve öğretimden geçmektedir. Tarihi dönüştürmek de tarihi yazan insanı Rabb'ine bağlı bir kul olarak yetiştirmekle sağlanabilir.
***
ÖVMEK VE YERMEK. EŞYADAKİ ÖZELLİKLERDENDİR. ÖLÇÜ OLARAK KULLANILIR.
https://www.youtube.com/watch?v=9X0J75vwQ5o
ŞEYTAN, İNSAN VE MÜSLÜMAN KILIĞINA GİREBİLİR
https://vimeo.com/196939999
DOĞRU YOLDA OLDUKLARINI SANANLAR.
Doğru Yolda Olduğunu Zanneden "HERKESİN" Dikkatine !!
http://bredaholland.blogspot.com/2017/06/dogru-yolda-oldugunu-zanneden-herkesin.html
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
https://huseyinsas.blogspot.com/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
GENELDE İNSANLIĞIN ÖZELDE MÜSLÜMANLIĞIN YOL AYIRIMI.
http://bredaholland.blogspot.com/2017/10/genelde-insanligin-ozelde-muslumanligin.html
Müslümanlar kendi ilkelerini yeniden değerlendirmeli ve çağın diline tercüme etmelidir. ELEMAN ARANIYOR....DOLGUN ÜCRET,MAAŞ.
Çözüm.
http://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2018/05/eleman-araniyordolgun-ucretmaas.html
http://www.fikriyat.com/yazarlar/akademi/ahmet-agirakca/2018/06/09/muslumanin-kimligi-ve-kuresel-degersizlestirmeler
ŞAHSİYETİN KAVRAM KARGAŞASINA UĞRAMIŞ HALİ VE TEDAVİSİ.
YanıtlaSilhttps://plus.google.com/109838719669290377148/posts/D6C7eaLqiES
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=457149271403146&id=100013242319421
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
YanıtlaSilhttp://huseyinsas.blogspot.com/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Vakıanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileri.
http://meerstr11.blogspot.com/2018/05/vakann-esyadaki-ozellikleri-ile-olan.html
KAİDELERİN KONUŞTUKLARINDAN ....
http://namenstr8bredaholland.blogspot.com/2018/06/kaidelerin-konustuklarindan.html
https://www.youtube.com/watch?v=DJLz_uJIDzI&feature=youtu.be
Kişi kendinde olan mefhumlar neticesinde düşünür.Dolayısı ile İslam alimleri de dert yakınmaktan başka ileri gidemiyorlar.
YanıtlaSilhttp://huseyinsas.blogspot.com/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Halbuki maddeye,eşyaya derinlemesine bilgi ve teknoloji ışığında düşünseler görecekler ki vakıanın eşya ile olan ilişkisi bütün problemleri çözecek.
http://meerstr11.blogspot.com/2017/01/akil-bu-gibi-genel-tanimlar-kisinin.html
Görmeleri çıplak gözle,mikroskopla.teleskopla oluyor.Kavramlarla düşünüp görseler her şey çözülecek .
Mesela. Allah'ın ispatı,Cennetin garantisi,Şeytan,v.b gibi yani hislerle algılayamadığımız konuları.
Hırs, başarıya giden yoldur.
http://bredaholland.blogspot.com/2018/01/hrs-basarya-giden-yoldur.html
AKLİ DELİL .Allah'ın ilmi yönden ispatı.
http://bredaholland.blogspot.com/2018/04/tevhit2018.html
Düşünme yetisi, kontrol edilemeyen, yani insana boyun eğmeyen, onun iradesi dışında her türlü koşulda faaliyet gösteren bir beyin fonksiyonudur.
http://bredaholland.blogspot.com/2018/06/dusunme-yetisi-kontrol-edilemeyen-yani.html
ÖN BİLGİLER.
http://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2017/03/bu-gun-2017-bilim-ve-teknolojinin-acga.html
https://plus.google.com/109838719669290377148/posts/VQWC3Dbua22
YanıtlaSilİnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik, düşünebilme ve sorgulayabilme yetisine sahip olması iken, biz insanlar nasıl düşünmeyiz nasıl başkalarının bizim yerimize düşünmesine izin veriririz ?
YanıtlaSilhttps://plus.google.com/109838719669290377148/posts/hqF7YMHsS98
DOĞRU, VAKIASINA MUTABIK BİLGİLER DOĞRULTUSUNDA VAKIAYA BAKIŞ AÇIMIZ.
YanıtlaSilAynı şey, gayret etmediğimiz halde karşımıza çıkan imkânlar için de geçerlidir. Bazen Mevlâ, gayretimizin karşılığını başka yerlerden verebilir. Ya da nimet veya imtihan için bize hiç ummadığımız ve hesapta olmayan fırsatlar sunabilir. İşte o anda bu fırsatların üzerine gitmek yani bunları kovalamak gerekir. Aksi halde bu fırsatlar karşımıza her zaman çıkmaz. Ayrıca Allah’ın verdiği imkânları değerlendirmemenin de bir bedeli vardır.
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/WnthqQEJwXp
Davranışlarımız duygularımızın ürünüdür. Alışkanlıklarımız da her zaman düşünmeden yaptıklarımızdır. Zamanla da bu yaptıklarımız bizim vazgeçilmezimiz olur. Gerçekler açık beyan ortada olsa da, doğruların karşısında olabiliriz.
YanıtlaSilDuygu yüklenen bedenimizle, sağlam bir düşünce yapısına sahip olamadığımızdan dolayı doğru karar da veremeyiz. Artık algılarımız duygularımızın esiri olmuştur. Halbuki bizler hayata algılarımız ile bakarız.
https://plus.google.com/109838719669290377148/posts/dQgz8A7KBrj
İşte, bu akliyet ve nefsiyet ile şahsiyet oluşur.
YanıtlaSilhttps://plus.google.com/109838719669290377148/posts/V4cF761e6mo
“ Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” (51/56)
YanıtlaSilhttps://plus.google.com/109838719669290377148/posts/BARGybM5sXK
“Ey îman edenler, âdil şâhidler olarak, Allah için hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kîniniz sizi adâletten alıkoymasın. Adâlet yapın. O, takvâya daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır” (Mâide 8).
YanıtlaSilhttps://plus.google.com/109838719669290377148/posts/Du2kNDkXqVm
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=619456045172467&id=100013242319421
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.DİKKAT.DİKKAT.!
YanıtlaSilhttp://huseyinsas.blogspot.com/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
ANLATAMIYORUZ...BAKIŞ AÇIMIZ YANLIŞ. 2018. DOĞRUSU AŞAĞIDA.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/05/anlatamiyoruzbakis-acimiz-yanlis2018.html
Eşyaya nasıl baktığınız önemli tabi durduğunuz yerde. O yüzden hayatımızda herkese göre göreceli birçok anlam mevcut.
YanıtlaSilMefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.DİKKAT.DİKKAT.!
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=675931726191565&id=100013242319421
Bilginin çokluğu, ilimlerin çeşitliliği, birikimin tamamının tahsil imkansızlığı ilginç zihni savrulmaları tetikledi. İnsanlar bilgi kaosunun içinde yollarını arıyorlar. Ne yapacaklarını bilmez, hangi yöne gideceklerini kestiremez haldeler.
YanıtlaSilAslında vakıaya bakarken,ilişki kurarken eşyadaki özelliği baz alırsak bütün problemler çözülür.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=721727378278666&id=100013242319421
"Yazdığın her şeyi anlıyorum ama hayatım neden hala değişmeden aynı kalıyor?" "Yazdığın her şeyi anlıyorum" diyorsun. Sadece anladığına inanıyorsun. Sözcükleri tabii ki anlıyorsun. Ama KAVRIYOR MUSUN? İşte bütün mesele, işin püf noktası budur. Sana açıklananı KAVRIYOR MUSUN?
YanıtlaSilHAKİKAT'in, besbelli olma özelliği vardır. Kanıtlara gereksinimi yoktur.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=721967281588009&id=100013242319421
Onun için de çağımız insanın dimağına hitap etmek gerçekten zor. Yanlış din algısı, pozitivist zihinsel inşa, enformatik bilgi sağanağının çöplüğe dönüştürdüğü zihin dünyası işimizi çok zorlaştırmaktadır. Zaman zaman umutsuzluğa teslim olma derekesine düşürüyor insanı. Allah’ın mutlak yardımına olan imanımız bizleri ayakta tutuyor.
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=754972761620794&id=100013242319421
Fikrin kişide mefhumlaşabilmesi için fikrin vakıaya mutabık olması gerekir.
YanıtlaSilŞayet Muhammed'in getirdiği haksa,biz şu üzerinde bulunduğumuz eşeklerimizden daha kötüyüz...
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=755706468214090&id=100013242319421
Kişi kendinde bulunan mevcut fikirler.mefhumlar doğrultusunda bakış açısını belirler.
YanıtlaSilBizim köydeki insanların olaylara bakış açısını özetleyen bir konu...
Bana muhalefet eden insanlara teşekkür ederim.Onlar fikrimi geliştirmeme yardımcı oldular.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=768469886937748&id=100013242319421
Akıl, düşünce veya idrak; vakıayı hissetme olgusunun duyu organları vasıtasıyla beyne taşınması ve beynin bu vakıayı ön bilgilerle yorumlamasıdır.
YanıtlaSilAklını kullanan insan; Eşyadaki özellikler ile vakıayı ilişkilendiren insandır.
Eşyadaki özellikleri diğer eşyadaki özelliklerle ilişkilendirdiğin zaman problem çözülür.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=781555315629205&id=100013242319421
İNSANIN HAYATA BAKIŞI NASIL OLMALIDIR?
YanıtlaSilhttps://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1194276695408304130
https://www.youtube.com/watch?v=GbYE6CmcVN8
Eşyadaki özellikleri diğer eşyadaki özelliklerle ilişkilendirdiğin zaman problem çözülür.
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1192788125271101441
BAKIŞ AÇISI-Bakış açısı yanlış olunca görüntü, bilgi noksan olunca hüküm yanlış oluyor.
https://meerstr11.blogspot.com/2017/01/bakis-acisi.html
İNSAN, EŞYA VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.İnsan arzı imarla mükelleftir.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/04/insan-esya-ve-vakia-ile-olan-iliskisi.html
Değişim fıtrat gereğidir. Ya değiştirirsiniz, ya da değiştirilirsiniz.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/04/degisim-ftrat-geregidir-ya.html
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
http://huseyinsas.blogspot.com/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Çünkü onun sağında ve solunda oturan, her davranışı yakalayıp tesbit eden iki melek vardır. 50/KAF-17:
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=786446098473460&id=100013242319421
Bu gün itibarı ile mümkündür.Dinin herkes için geçerli bir tanımı yapılabilir mi? Dinin başlangıcı sorunu bugüne dek henüz herkesin kabulleneceği bir çözüme kavuşturulamamıştır.
YanıtlaSilİnsan arzı imarla mükelleftir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=802524640198939&id=100013242319421
Derilerine derler ki: Niçin aleyhimize şahidlik ettiniz? Onlar da: Bizi, her şeyi konuşturan Allah konuşturdu. Sizi önceden yaratan O'dur ve O'na döndürülürsünüz, derler.)
YanıtlaSil41/FUSSİLET-21:
(2017 bu gün akıllı telofonlarda mesajlaşırken aynısı olmuyor mu ? )
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=804128920038511&id=100013242319421
Şahsiyet
YanıtlaSilhttp://www.hilafet.com/kitaplar/islam_sahsiyeti/index.htm
http://islamdevleti.net/kitaplar/Islam_Sahsiyeti_Cilt_1/01.htm
SilDinimi nasıl öğrenebilirim ...
YanıtlaSilhttps://www.youtube.com/watch?v=92L1nb3YkaE
Özgüven Nedir ve Nasıl Kazanılır? https://t.co/GgLM1bAQIF
YanıtlaSilKişi kendinde bulunan mevcut fikirler.mefhumlar doğrultusunda bakış açısını belirler
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır
Eşya hakkındaki mefhumlar,insanın davranışlarını düzenler
https://t.co/neU6uhepIH
İnsan olarak yapmamız gerekenleri yapmamak, yapmamamız gerekenleri yapmak başımıza gelen her musibet, bizim ellerimizle işlediklerimiz yüzündendir.
YanıtlaSilAllah,azabı aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.
KAİDELER-RAB-ÇANIN FITRATCASI.
Düşünüp ibret alan yok mu?
https://t.co/W9LPrXwQOy
Eşyaya nasıl baktığınız önemli tabi durduğunuz yerde. doğru bir bakış açısı gösterebilir.
YanıtlaSilMüslümanlar kendi ilkelerini yeniden değerlendirmeli ve çağın diline tercüme etmelidir.
BİZLER NEDEN İŞBİRLİĞİ YAPAMIYORUZ?
BAKIŞ AÇISI VE YENİDEN DOĞMAK...!
https://t.co/H33symU3O7
Çağımız insanın dimağına hitap etmek gerçekten zor.
YanıtlaSilFikir… Eski iki ya da daha fazla bilginin, yeni bir birleşimle bir araya gelmesi…
Fikri silerek değil fikirle karşılık ver.
Silmek acizlerin işidir.
ÇAĞRI...Üstün Akıl,Para,Silah sahiplerine duyurulur.
https://t.co/Bebov5f3wR
İlkeli bir çıkarcılık insanın doğasında var.
YanıtlaSilKapitalizm önü alınamaz bir hırsıda beraberinde getirdi. O zaman bu ideolojiyide yönlendirmek bize düşer.
SOSYALİZM VE KAPİTALİZMDEN SONRA Kİ İDEOLOJİ İSLAM.
İstersen şeytanı ve diğer güçleri kullanabilirsin.
https://t.co/HGiAuDZqyv https://t.co/uvrBqZAnCp
Beyin Nasıl Düşünür
YanıtlaSil#AKIL, 1- Madde veya vakıa 2- Sağlıklı beyin 3- His 4- Ön bilgilerle yoğrulmasıdır.
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
Dâvâmızın mânâsını kimseler anlamadı; biz ise hiçbir
mânâsı olmayan dâvâmızın hayranıyız.
DETAY
https://t.co/ayS2gxhMXB
MÜSLÜMANMIYIM --!!!
YanıtlaSilYOKSA KENDİMİMİ KANDIRIYORUM..!!!
(O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=pfbid02BydGnz6D1Dv2MGCeA75hUKCvKPJqnMz2YzXw4FycpiTVefeQD1o63puTbeJbQMTrl&id=100013242319421