30 Mayıs 2016 Pazartesi

Ey insanoğlu..Üç kuruşluk hesabın sağlamasını yapıpta en önemli olan ebedi hayatın sağlamasını sana yaptırmayan ne ?


Üç kuruşluk hesabın sağlamasını yapıpta en önemli olan ebedi hayatın sağlamasını sana yaptırmayan ne ?

İslam’da Hükümlere Mantık Eklemek Ne Kadar Doğru?



SİZDEN GELEN
Hükümlere mantık eklemek ümmette düşünme metodu haline gelmiş, ancak hükümlerde mantığı kullanmak İslam’a aykırı ve insanların İslam’ı anlamasını engelliyor diyebiliriz. Hükümlerde mantığın hiç bir yeri olmadığına birçok örnek verebiliriz. Ama bu konuya geçmeden önce bir şeyi bilmemiz gerekiyor:



Her madde sınırlı olduğu gibi insan aklının da sınırı vardır. Bu sınırdan ötürü çıkması mümkün değildir. Dinimizde bir şey haram ise, fayda veya zararını bilmesek de onun haram olduğunu kabul edip hükme mantık eklemememiz gerekiyor. Biz hükmün bir zararı olduğu için haram, ya da bir faydası olduğu için helal diyemeyiz.
Gusül ve abdest mutlaka maddi kirlerin temizlenmesi içindir denilemez. Bu böyle olsaydı mantıklı düşündüğümüz zaman su olmayınca teyemmüm emredilmezdi. Çünkü teyemmüm dediğimiz zaman toprak temizlemekten ziyade elimizi maddi anlamda kirletir. Oysa Müslümanların gusül ve abdest alması emre uymak içindir. Namaz jimnastik ve vücuda iyi geliyor diye kılınmaz. İyi jimnastik olur diye 3 rekâtlık namazı 4 rekat kılamayız, namaz vücuda iyi geldiği için değil emre uymak için kılınır. Domuz eti, önemli organlarda ağır hastalıklara sebebiyet veriyorsa da domuzun bu sebepten dolayı haram denilemez, hiç zararı tespit edilmese de domuz eti yemek haramdır, Müslümanların domuz eti yememesi emre uymak içindir. Allah koyduğu hükümlere sebep eklemediyse biz kendi mantığımızla sebep eklememiz doğru değildir, Allah’ın koyduğu hükme karşı gelinmez. Allah bizlere serbest olduğumuz bir çerçeve vermiştir onun dışına çıkmamamız ve düşünmememiz gerekir.
İslam, insanların Allah’ın varlığına iman edene kadar düşünmeye ve araştırmalarına teşvik eder. Aynısı durum Kur’an için de geçerlidir. Bu durumda İslami algılayana kadar düşünmek, araştırmak ve akla gelen her soruyu sormak mümkündür. Fakat şehadeti getirdikten sonra Allah’ın hükümlerine mantık eklemek ya da Allah’ın koyduğu hükümlerde mantık aramak İslam’dan değildir. Şehadet etmiş olan insan Allaha teslim olması gerekir. Bizler şehadet ettiysek Allah’a teslim olup Allah’ın bize vermiş olduğu çerçeve dışına çıkmamamız gerekir. Ki; Allah’ın varlığına inanan ve Kur'an-ı Kerimi hayat rehberi olarak kabul eden insan huzur bulacaktır ve Allah’ın hükümlerinde mantık araştırması yapmayacaktır.
Bu yanlış düşünme metodunu ümmet İslam devleti kurma metodunda da uyguluyor. İslam devleti kurma metodunda da yanlış ve hatalı düşüncelere rastlamaktayız.
Hz. Peygamberimiz (sav) İslam devletini kurmak için İslam’ı çevresindeki insanlara anlatmış, belirli bir sayı Müslüman oluştuktan sonra, bir grup halinde İslam davasını taşımaya devam etmiş ve bu yolda Müslümanlarla sadece bir metod üzeri durmuş ve bir metod üzeri İslam devleti kurmayı başarmış. Bu on yıllık bir süreçte ne kadar zorluklar çekseler de Müslümanlar metodlarını bir başka metodla değiştirmemişler. Peki, bizler neden bugün değişik yöntemlerle, metodlarla ve mantığımıza göre hareket etmeyi ve böylece pozitif bir sonuca varmayı bekliyoruz. İncelediğimizde değişik yöntemlerle, metodlarla ve mantığına göre sözde İslam için çalışan adamların pozitif bir sonuca varmadığı gibi sadece menfaatleri için çalıştığını gördük. Hala bazı Müslümanlar bir devlet başkanının Müslümanlara iyilik yaptığını ve Müslümanlar için, İslam için çalıştığını inanmaktalar. Bu sorunun kaynağı Müslümanların, iyi veya kötüyü kendi düşüncelerine ve mantıklarına göre değerlendikleri için. Fakat Müslümanlar Peygamberimiz (sav) hayatına bakmış olsalar ve bunu bir kişinin Müslümanlara iyilik yaptığını zikir etmeden önce “acaba bu şahıs İslam’ın sunduğu çerçeve içerisinde hareket ediyor mu?“ diye sorgulasalar görecekler ki sözde İslam için ümmet için mücadelede bulunan başkanların aslında İslam’a ve ümmete karşı çalışmakta.
O sözde İslam için çalışan hocalar, efendiler ve başkanlar Peygamberimiz (sav) gösterdiği yolda gitmemekteler. Allah zalimleri doğru yola iletmeyecektir…
Allahu Teala şöyle buyurdu:
"Allah kâfirleri ve zalimleri ne bağışlayacak, ne de doğru yola iletecektir. Onların iletilecekleri tek yol cehennem yoludur. Orada ebedi olarak kalacaklardır..." (Nisa Suresi, 168-169)
Allah yolunda çaba sarf ederler ise Allah doğru yolu gösterecektir. Allahu Teala şöyle buyurdu:
"Bizim uğrumuzda çaba sarf edenleri biz, elbette yollarımıza iletiriz." (Ankebut Suresi, 65)
Bu konuda bizler kimin peşinde olmamızı ve kimi desteklememiz gerektiğini bilebilmemiz için ilk önce kendimize şu soruları sormamız gerek olduğunu düşünüyorum:
1)       İyi dediğimiz şahıslar, gruplar, partiler İslam’ın bize verdiği çerçeve içeresinde hareket ediyor mu?
2)       Şahısların, grupların, partilerin yaptıkları iş ve attıkları adımlar, faaliyetleri kimin    için avantajlı ve kim bundan faydalanıyor?
3)       Şahısların, grupların, partilerin yaptıkları faaliyetlerinde uyguladıkları           yöntemleri ve metodları değişti mı?
                                                 
Kardeşiniz
Abdullah Can

25 Mayıs 2016 Çarşamba

OKU,ÖĞREN;İSTİKAMETİNİ BELİRLE...: Bu çeşit düşünüş ve tasavvurlar esasen dikkate değ...

OKU,ÖĞREN;İSTİKAMETİNİ BELİRLE...: Bu çeşit düşünüş ve tasavvurlar esasen dikkate değ...: Bir kısmı da insanın varlığının tamamen boş bir tesadüfün eseri olduğunu, çevresinde bulunan kâinatın da insanın ve canlı hayatının düşmanı ...

Bu çeşit düşünüş ve tasavvurlar esasen dikkate değer şeyler değildir, Hiç bir esasa istinat etmeyen «metafizik» görüş ve tahminlere girişen bu «bilginler» bunlarla uğraşmak yerine, imkânları ölçüsünde fizikî varlıkları anlatmakla uğraşsaydılar, İnsanlara etrafı anlattıkları için —eksik te olsa— vazifelerini yapmış olurlardı. Ne var ki bu konuda basit İnsanî meraklarından başka mesnedi olmayan bir takım faraziye ve nazariyelerin batağına saplandılar.

24 Mayıs 2016 Salı

262) Gençler! Eğer Huzur İstiyorsanız.. - Sakarya Üniversitesi - Nureddi...



ÖZET.
CENNETE GİTMEK HZ.MUHAMMEDE İNANMAKTIR.
CENNETE GİTMENİN GARANTİLİ OLMASINI İSTERSEN Kİ İSTERSİN.O ZAMAN MUHAMMEDİN GETİRMİŞ OLDUĞU ALLAH TANIMINI ÖĞRENMEN ŞART.
CENNETTE KALİTELİ YAŞAMAK İSTERSEN (KALİTELİ YAŞAMAK İSTEĞİ HALLERDEN BİR HALDİR) DİĞER ŞARTLARI UYGULARSIN.

NOT.(EŞYADAKİ ÖZELLİK RUH'DAKİ HALLER)

Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir.
Her var olanın bir ustası vardır.Kaidesinden yola çıkarsak.

Bu kainatta kendi kendine oluşmuş bir şey olmadığına göre o zaman bu

kainatıda bir yaratıcı yaratmış dolayısı ile benide.(insanlığı)

O zaman bu yaratıcının beni yönlendirmesi ,Kullanma klavuzu vermesi lazım
Normal hayatın akışında yaratıcı ile insanlar arasında ki aracıya peygamber denmiş.
o zaman en son peygamberlik iddiasında bulunan kişinin getirmiş olduğu kontrata anlaşma şartlarına bakacağız.
(Sonuncusu geçerlidir kaidesinden) (Kader)
Sonuncusu Muhammed olduğuna göre onun getirdiği kontratda insanlığa bir rest çekiş meydan okuma var.
Yoksa, 'Onu Muhammed uydurdu' mu diyorlar? Onlara de ki; 'Eğer doğru söylüyorsanız, Kur'an'a benzer bir sure ortaya getiriniz, bu konuda Allah dışında kimleri yardıma çağırabilecekseniz, çağırınız. Yunus*38
Aradan bin dört yüz yıl geçmiş hala bir ses yok .
Peki şimdi yapsınlar şimdi teknik bir çağdayız her şey eloktronik çoğu şeyi harflerin ve rakamların karışımından yapıyor proğram yapıcıları.
o zaman kuran ayetlerinide getirsinler.?
Allah kainatı elementlerden yarattığı gibi kuranıda harflerin karışımından yaratmıştır.
Diyebilir birileri evet bizimde demokrasimiz var.
o zaman demokrasiye ve Muhammedin getirdiği şartlara bakılır.Bu insan fıtratına uygunmu diye.
örneğin; Mal can ve namuz konusunda kim ne diyor diye.
(Şartlar. Eşyadaki özelliklere uygun düşmesi lazım)
Dolayısı ile..
Muhammedin getirdiği şartlar insan fıtratına uygun.(ölüm cezası veriyor)
Demokrasinin getirdiği şartlar insan fıtratına uygun değil.(Taraf.Aklın üstününden.Hevadan,zenginden)
(Halbuki insandaki fıtrat kendisinin olanı kendi isteği dışında bir başkasıyla paylaşmak istemez)
olduğu anlaşıldığından fıtrata uygun olan alınır.
Dolayısı ile Muhammedin getirmiş olduğu şartlar Yaratıcının gönderdiği şartlar olarak kabül görür.
Yaratıcıya ve son peygamberine inanmak vakaya mutabık olur ve Muhammedin getirmiş olduğu şartların bir tanesinin gereği kişi Müslüman olur ve yaratıcının vaadi gereği cenneti kazanmış olur.
Kişi bu vaadi elinde tutabilmek için Muhammedin getirmiş olduğu yaratıcının tarifini onaylaması lazım.
Yaratıcının kırmızı çizgisi şirktir.(Allah'ın tarifi)
(Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların uydurdukları noksan sıfatlardan yücedir, münezzehtir.zuhruf*82
O tarifde budur.)
Bu olayı bilen şeytan Medya veya diğer yollarla kafir kişinin Allah tarifini onaylattırarak kişiyi Müslümanım diye diye cehennemin bir başka kapısından içeri atıyor.
*****************************************************************
"Öyleyse, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım."
"Sonra (onların) önlerinden arkalarından, sağlarından sollarından onlara sokulacağım ve sen, çoklarını şükredenlerden, bulmayacaksın."
(Allah) buyurdu: "Haydi, sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık. And olsun ki,onlardan sana kim uyarsa, (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracağım." (A'RAF/16-18)
Şeytan Müslüman kılıfına bürünüp prof etiketiyle Atv ve flastv gibi kanallarda Nihat hatipoğlu,Cübbeli Ahmet gibi kişiler vasıtasıyla şu Allah tarifini sunuyor eğer sen onların söylemiş olduğu Akideyi benimser ve onaylarsan Kafir oluyor ve ebedi cehenneme gidiyorsun.Her ne kadarda diğer islamın şartlarını yerine getirsende.
Ey insanlar, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın şeytan, sizi Allah'ın affına güvendirerek ayartmasın.Fatır.5

MÜSLÜMANLARIN VE KAFİRLERİN ALLAH TARİFİ,TANIMI..SEN BU TARİFİN NERESİNDESİN?
http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html

23 Mayıs 2016 Pazartesi

SEN VE SENİN DAVAN ÖNEMLİLER İÇİNDE BİR İLK'TİR UNUTMA...!





SEN VE SENİN DAVAN ÖNEMLİLER İÇİNDE BİR İLK'TİR UNUTMA...!

Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir.
Her var olanın bir ustası vardır.Kaidesinden yola çıkarsak.

Bu kainatta kendi kendine oluşmuş bir şey olmadığına göre o zaman bu

kainatıda bir yaratıcı yaratmış dolayısı ile benide.(insanlığı)

O zaman bu yaratıcının beni yönlendirmesi ,Kullanma klavuzu vermesi lazım
Normal hayatın akışında yaratıcı ile insanlar arasında ki aracıya peygamber denmiş.
o zaman en son peygamberlik iddiasında bulunan kişinin getirmiş olduğu kontrata anlaşma şartlarına bakacağız.
(Sonuncusu geçerlidir kaidesinden) (Kader)
Sonuncusu Muhammed olduğuna göre onun getirdiği kontratda insanlığa bir rest çekiş meydan okuma var.
Yoksa, 'Onu Muhammed uydurdu' mu diyorlar? Onlara de ki; 'Eğer doğru söylüyorsanız, Kur'an'a benzer bir sure ortaya getiriniz, bu konuda Allah dışında kimleri yardıma çağırabilecekseniz, çağırınız. Yunus*38
Aradan bin dört yüz yıl geçmiş hala bir ses yok .
Peki şimdi yapsınlar şimdi teknik bir çağdayız her şey eloktronik çoğu şeyi harflerin ve rakamların karışımından yapıyor proğram yapıcıları.
o zaman kuran ayetlerinide getirsinler.?
Allah kainatı elementlerden yarattığı gibi kuranıda harflerin karışımından yaratmıştır.
Diyebilir birileri evet bizimde demokrasimiz var.
o zaman demokrasiye ve Muhammedin getirdiği şartlara bakılır.Bu insan fıtratına uygunmu diye.
örneğin; Mal can ve namuz konusunda kim ne diyor diye.
(Şartlar. Eşyadaki özelliklere uygun düşmesi lazım)
Dolayısı ile..
Muhammedin getirdiği şartlar insan fıtratına uygun.(ölüm cezası veriyor)
Demokrasinin getirdiği şartlar insan fıtratına uygun değil.(Taraf.Aklın üstününden.Hevadan,zenginden)
(Halbuki insandaki fıtrat kendisinin olanı kendi isteği dışında bir başkasıyla paylaşmak istemez)
olduğu anlaşıldığından fıtrata uygun olan alınır.
Dolayısı ile Muhammedin getirmiş olduğu şartlar Yaratıcının gönderdiği şartlar olarak kabül görür.
Yaratıcıya ve son peygamberine inanmak vakaya mutabık olur ve Muhammedin getirmiş olduğu şartların bir tanesinin gereği kişi Müslüman olur ve yaratıcının vaadi gereği cenneti kazanmış olur.
Kişi bu vaadi elinde tutabilmek için Muhammedin getirmiş olduğu yaratıcının tarifini onaylaması lazım.
Yaratıcının kırmızı çizgisi şirktir.(Allah'ın tarifi)
(Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların uydurdukları noksan sıfatlardan yücedir, münezzehtir.zuhruf*82
O tarifde budur.)
Bu olayı bilen şeytan Medya veya diğer yollarla kafir kişinin Allah tarifini onaylattırarak kişiyi Müslümanım diye diye cehennemin bir başka kapısından içeri atıyor.
*****************************************************************
"Öyleyse, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım."
"Sonra (onların) önlerinden arkalarından, sağlarından sollarından onlara sokulacağım ve sen, çoklarını şükredenlerden, bulmayacaksın."
(Allah) buyurdu: "Haydi, sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık. And olsun ki,onlardan sana kim uyarsa, (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracağım." (A'RAF/16-18)
Şeytan Müslüman kılıfına bürünüp prof etiketiyle Atv ve flastv gibi kanallarda Nihat hatipoğlu,Cübbeli Ahmet gibi kişiler vasıtasıyla şu Allah tarifini sunuyor eğer sen onların söylemiş olduğu Akideyi benimser ve onaylarsan Kafir oluyor ve ebedi cehenneme gidiyorsun.Her ne kadarda diğer islamın şartlarını yerine getirsende.
Ey insanlar, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın şeytan, sizi Allah'ın affına güvendirerek ayartmasın.Fatır.5

MÜSLÜMANLARIN VE KAFİRLERİN ALLAH TARİFİ,TANIMI..SEN BU TARİFİN NERESİNDESİN?
http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html?spref=fb

BAKIŞ AÇISI

Herkesin yöneldiği bir yön vardır.
Bakara 148
Sünnetullah ve eşyadaki özellik





22 Mayıs 2016 Pazar

Diyorlar ki; Bu ümmete vahdet lazım. Diyorum ki; Vahdet için evvela TEVHİD lazım.

Diyorlar ki; Bu ümmete vahdet lazım. Diyorum ki; Vahdet için evvela TEVHİD lazım.

Bu ümmete vahdet lazım. (Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmaya denir.)
Vahdet için evvela TEVHİD lazım.(Allah'tan başka ilâh olmadığına inanmak.”)

DİKKAT.!

(İLİMLER PAKETİ)
Akideler ancak, kesinlik ifade eden delilden alınır. Akidenin delilinin kesin olması lazımdır. Çünkü Allahu Teâla zannî olana itikat edenleri zemmederek şöyle buyurmuştur : "Onlar zandan başkasına tabi olmazlar. Halbuki, zan haktan bir şey ifade etmez." [5] 

Bu hitapla akide hakkında konuşurken zanna tabî olanları teşhir edip azarlamıştır.
Allahu Teâlâ zanna bir delalet (sapıklık) olarak itibar etmiştir. Nitekim Allahu Teâlâ; "Eğer sen yeryüzündekilerin çoğunluğuna itaat edersen seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başkasına uymazlar." [6] buyurmuştur. 

Allah zanna hiç bir zaman ilim (kesin delil) olarak itibar etmemiştir. Nitekim Allahu Teâlâ şöyle buyurdu : "Onunla (inandıklarıyla) ilgili kendilerinde ilim (kesin delil) yoktur. Ancak, zanna uyarlar. Halbuki zan, haktan bir şeyi ifade etmez." [7]

[5] Necm : 28
[6] En'am : 116
[7] Nisa : 157

Bir toplum tutumunu değiştirmedikçe Allah onun konumunu değiştirmez.
Rad-11



TEKFİRİN AÇIKLAMASI.***KİTABI.
*********************************
TEVHİD NEDİR.?
*******************************************
  
***********************************
***********************************************
Allah'ın dini şeriat 
şeytanın dini Demokrasi
Seçim senin.!
İnsan fıtratına uygun değil bu demokrasi.
**********************************

Asıl nedir:1. Kök, esas, temel, kaide Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. 

***************************************
********************************************************************************
TAŞLANMIŞ / LANETLİ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞINIRIM
Bilgi net ve berrak olmadığından Müslümanlar dağınık.
Müslümanların başındaki Alimlerde bu bulanıklılığı bir an önce gidermeleri lazım.
OTARİTE MÜSLÜMAN A LAZIM MI.?

ŞİRK'İN DEVLET ELİYLE RESMİLEŞTİRİLMESİ.!

2016**BU GÜN DÜNYADAKİ KAOSUN SEBEBİNİ AÇIKLIYOR.

İnsan unsuruna verdiği değeri ve aynı zamanda bu müessesenin arzettiği ehemmiyeti ifade eder. İslâm, aile müessesesini kâinatın külli nizamına raptediyor ve peşinden de bütün dinlere şâmil bir takva emri getiriyor. Aksi halde, Allah’ın her şeye kâdir olduğunu, bu emre riayet etmiyenleri derhal helâk edebileceğini, yarlerine Allah’a itaat eden ve O’nun eşsiz nizamına ittiba eden bir kavmi getireceğini hatırlatıyor. Çok önemli bir nokta bu; Çünkü Konu helâke varıyor. İşte Aile müessesesi de, Allah’a ve Allah’ın nizamına göre böyle bir ehemmiyet hâlesi ile kuşatılmıştır.
https://soundcloud.com/ht-radyo
Ey Âdemoğlu!

Öyle bir mahkemeden geçeceksin ki orada torpil yok, aracı yok, rüşvet yok, Allah Subhenehû ve Teala izin vermezse şefaatçi yok, her yönden çepeçevre kuşatılmışsın, yaptığın her iş ve sözde, beş ayrı şahit ile Yüceler Yücesi Allahu Teala’nın mahkemesine geleceksin. Gel yol yakınken, yaşarken, kendi kendini muhakeme et... Yol yakınken hidayete tabi ol, kalıcı olan nimetlere bağlan, talep et... Allah Subhenehû ve Teala katında hayırlı olan nimetlere bağlan. Allah’a ve Allah’tan gelen iman ve yaşam esaslarına sımsıkı sarıl, akideni yeniden gözden geçir, kontrol et, amellerinin ölçüsünü nereden alıyorsun ona bir bak, yanlışsa o ölçüleri terk et, tövbe et. Böylece ahiret gününde yüzleri ağıranlardan ol, yüzleri kararanlardan değil.

Şunu bil ki; Allah Subhenehû ve Teala’yı asla kandıramazsın. Sözünde özünde dosdoğru ol. “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ilahi emrine Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem sımsıkı sarılmıştı sende rehberini takip et, ona uy.
http://islamdevleti.info/sohbet/insanin_hayata_bakisi_nasil_olmalidir.htm
GENELDE TÜM İNSANLIĞA ÖZELDE MÜSLÜMANLARA
BU ZELİL HALDEN KURTULUP YÜKSELMESİ İÇİN GEREKEN İLK İKİ ŞART.
1-Konuşulan sözlerin islami kaideye oturup oturmadığını ölçerek.
2-Raşidi Hilafet Devleti kurup. Cihad emrini yerine getirmek.

Biz isteseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları, konuşma üslubundan tanırsın. Allah bütün yaptıklarınızı bilir.
Muhammed**30
*****************************
"Biz isteseydik onları sana gösterirdik de sen onları yüzlerinden tanırdın" demektedir. Yani biz isteseydik, onları teker teker, ayrı ayrı tanıtırdık da sen onlardan, kimi görsen simasından tanırdın. (Bu ayet yüce Allah'ın Peygambere onlardan bir zümreyi, isimleri ile teker teker açıklamasından önce inmişti) Bununla birlikte, onların konuşmaları ses tonları, sözü doğru anlamından saptırmaları ve seninle konuşurken sözlerinin mantık dışına çıkması tüm bunlar sana onların münafık olduklarını ifade eder de sen "Andolsun ki sen onları konuşma üslubundan tanırsın."
***************************************
Peki bu gün tanımam nasıl olmalı dersen..
Konuşulan sözlerin islami kaideye oturup oturmadığını ölçerek.
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır. 

Diyorlar ki; Bu ümmete vahdet lazım. Diyorum ki; Vahdet için evvela TEVHİD lazım.

FİZİLAL KURAN TEFSİRİ.

**DEVLET (OTARİTE) OLMADAN CİHAD OLMAZ.

Devlet olmadan bu cihadın yerine getirilmesi mümkün müdür?


Devlet, ümmeti cihad üzere eğitir.

Cihad için hazırlık yapar ve fertleri askerî ve İktisadî konularda görevlendirerek genel silahlanma ameliyesinde
bulunur. Zaruret halinde halkın tamamının bu cihada katılmasını sağlar. Bütün bunlar ancak ,İslâm Devletinin hakimiyetinde sağlanabilir...

İSLAM DEVLETİ VAR OLMALI- - İSLAM'IN AKİDESİNE VE KAYNAKLARINA BAĞIMLI KALINMALI. 


3- CİHAD

Cihad; doğrudan ya da mal, görüş veya kalabalıkları çoğaltmak ile yardım ederek Allah Subhenehû ve Teala yolunda savaşta azami gayret sarf etmektir. Zira Allah’ın Kelimesinin/dininin yüceltilmesi için savaşmak cihaddır.

Allah yolunda görüş ile cihada gelince; eğer o görüş Allah yolunda savaş ile doğrudan alakalı ise, o cihaddır. Doğrudan alakalı değilse, onda meşakkat olsa da, Allah’ın Kelimesinin yüceltilmesi için bir takım yararlar olsa da o, Şer’iata göre cihad değildir. Çünkü cihad, Şer’iata göre kıtala/savaşa hastır ve savaş ile doğrudan alakalı her şey cihada dâhil olur. Mesela; savaşa başlaması için orduya tahrik edici, coşturucu hitapta bulunmak, düşmanlarla savaşa teşvik edici makale yazmak gibi doğrudan savaşla alakalı ise yazılı ve sözlü görüş cihaddır, aksi halde cihad değildir. Buna binaen, siyasi mücadeleye, zalim Müslüman yöneticilerle çatışmaya, her ne kadar büyük sevabı olsa da ve Müslümanlara çok büyük yararları olsa da, cihad ismi verilmez. Zira mesele meşakkat ve fayda meselesi değildir. Mesele sadece bu kelimenin içinde geçtiği Şer’î manadır. Şer’î mana ise kıtaldır ve onunla alakalı görüş, konuşma, yazma, tuzak ve hile planlama v.b. her husustur.

DÜNYA GENELİNDEKİ DİN ALGISI... "NEW AGE FELSEFESİ"2016.

BU GİBİ GENEL TANIMLAR KİŞİNİN HEDEFİNİ BELİRLEMEDE YANLIŞ İSTİKAMETLERE YÖNLENDİRİR

Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonunda gerçekleşen “Uluslararası Hilafet Konferansı”dan özel görüntüler...


- İslam Davetini yüklenenler, herhangi bir davanın adamı değildirler.
- Herhangi bir fikre ya da ideolojiye davet etmiyorlar.
- Herhangi bir malın pazarlayıcısı değiller.
- Herhangi bir partinin propagandacısı da değiller.
- Ayrıca İslam Davetini yüklenenler, bu işi boş zamanlarını değerlendirmek de için yapmıyorlar.
- Rutin işlerin vermiş olduğu gerginliği, stresi üzerlerinden atmak, deşarj olmak, rahatlamak için de bu işi yapmıyorlar. Yani bu iş, hobileri olmamalıdır.!.
http://islamiyontem.net/makale.php?id=38

Bu insan şeytanlarının vasıflarının ve misyonlarının da şunlar olduğu görülmektedir:

-Şeytanı veli / dost ve yardımcı edinirler,

-Allah’tan çok şeytanın korkuttuğu şeylerden korkarlar,

-Tağut yolunda mücadele ederler,

-Allah’ın Resulüne ve Şeriatına düşmanlık yaparlar,

-Sürekli aldatıcı yaldızlı sözler söylerler,

-Savurganlık yaparlar ve savurganlığa teşvik ederler,

-Cimrilik yaparlar ve cimriliğe teşvik ederler,

-Yalan yere yemin ederler. Bu yeminlerini kalkan yaparak Allah yolundan alıkoyarlar,

-Allah’ı ve zikrini / risaletini unuturlar ve unuttururlar,

-Allah’ın indirdiklerinden hoşlanmazlar ve Allah’ın indirdiğinden hoşlanmayanları severler, sayarlar,

-Allah’ı öfkelendiren şeylerin ardına giderler ve O’nu razı eden şeylerden hoşlanmazlar,

-İnsanları boş beklentiler, emeller ve ameller peşine düşürürler,

-Kendilerini bir hakikat üzerinde adam sanırlar, bilgiçlik taslarlar,

-Söz ve fiillerinde tutarsızlık vardır,

-Yüzleri, sözleri ve fiilleri onların iç dünyalarını ortaya koymak hususunda ipucu verir,

Bu ayeti kerimelere topluca bakıldığında insan ve cin şeytanlarının örgütsel bir yapıda çalıştıkları da anlaşılmaktadır. Günümüzde bu örgütsel yapıyı; BM çatı örgütü altındaki tüm siyasi, askeri, kültürel örgütler ve Laiklik, demokrasi, cumhuriyet, başkanlık, krallık, kapitalist, sosyalist vb. çağdaş cahiliye sistemler ve ideolojiler ile yönetilen tüm tağuti devletler temsil etmektedirler.

Bu insan ve cin şeytanları ve örgütleri, devletleri misyonlarını yerine getirmek için her çağın şartlarına uygun çeşitli üslup ve vesileler edinmektedirler. Günümüzde insanlar üzerindeki saptırıcı vesvese / sahte algı oluşturma misyonları için bilimsel çalışmaları, özellikle resmi eğitim kurumlarını, bütün araçlarıyla medyayı, interneti, modern iletişim araçlarını en etkin şekilde kullanmaktadırlar.
*******************************************
https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/videos/vb.100000324607185/1002015113152633/?type=3&theater
TAŞLANMIŞ / LANETLİ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞINIRIM
http://islamiyontem.net/makale.php?id=191
BEYNİN RECENT VE FORMAT OLMASI ŞART.
http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/03/beynin-recent-ve-format-olmasi-sart.html?spref=fb
1- Tüm çabalarımızı İslam Devletinin kurulması uğrunda yoğunlaştırmalıyız.

2- Bunu yaparken gerçekleştirmek istediğimiz gayeyi ve İslam’ın sistem ve düşüncülerini derin bir biçimde idrak edip İslam’ı diğer sistem ve düşüncelerden ayırabilmeliyiz.

3- Bu gayeye doğru yürürken zaferi Allahu Teala’dan bekleyerek sadece Allah Subhânehu Ve Teala’nın rızasını gözeterek ancak ve ancak Allah’ın Resulü Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem kullandığı metoda bağlı kalmalıyız.

4- Bu gayeyi gerçekleştirmenin ölüm-kalım mücadelesi gerektirdiğini, herhangi bir iş olmadığını ve icabında bu dava uğrunda ölmeye hazır olmalıyız.

MÜSLÜMANLARIN ÇÖKÜŞÜ NASIL OLDU?
http://islamdevleti.info/sohbet/Muslumanlarin_Cokusu_Nasil_Oldu.htm
İslam Devletini kurmayı hedef edindiğimizde bizler insan beyninin algılayamayacağı kadar müthiş bir şekilde mükâfatlandırılacağız.

İslam ümmetinin arasına dava taşıyıcıları bu fikirlerle ulaşmalıdır. Sadece, kitaplar okuyarak bu hedefe ulaşılmaz. Fiillerimizden bu dava için ne kadar caba sarf ettiğimiz anlaşılmalıdır. Aksi takdirde Allahu Teala’nın emrini ciddiye almadığımız ortaya çıkar.

Bu davayı her Müslüman yüklenebilir. Çünkü her birimizde iyiyi ve kötüyü ayırt edebilecek akıl mevcuttur.
HAYATIN SONU
http://islamdevleti.info/sohbet/Hayatin_Sonu.htm
************************
Hatta İslâmî konularda son derece gayret sahibi kimseleri bile görüyoruz ki-ibadetle ilgili en küçük bir hususu tashih etmek için durmadan çalışıyorlar. Ahlâkî bir inhilâli kötülemek, bir takım emirlere karşı muhalefeti bertaraf etmek için durmadan konuşuyorlar da İslâm’da hâkimiyet esasından ve bu esasın İslâm akidesindeki yerinden söz bile etmiyorlar. İslâm akidesinin feri yönlerinden birisi olan alkollü şeylerle mücadele ettikleri halde en büyük kötülük olan İçtimaî hayatın tevhid akidesinden başka esaslara göre kaim olması üzerinde hiç konuşmuyor, hâkimiyetin Allah’tan başkasına verilmesine hiç de karşı gelmiyorlar.
http://seyyitkutubtefsiri.blogspot.nl/2016/05/hatta-islami-konularda-son-derece.html?spref=fb

14 yorum:

  1. Diyorlar ki; Bu ümmete vahdet lazım.
    Diyorum ki; Vahdet için evvela TEVHİD lazım.

    Şehid Seyyid Kutup

    İSLÂM AKİDESİ
    (İLİMLER PAKETİ)
    Akideler ancak, kesinlik ifade eden delilden alınır. Akidenin delilinin kesin olması lazımdır. Çünkü Allahu Teâla zannî olana itikat edenleri zemmederek şöyle buyurmuştur : "Onlar zandan başkasına tabi olmazlar. Halbuki, zan haktan bir şey ifade etmez." [5] Bu hitapla akide hakkında konuşurken zanna tabî olanları teşhir edip azarlamıştır.
    Allahu Teâlâ zanna bir delalet (sapıklık) olarak itibar etmiştir. Nitekim Allahu Teâlâ; "Eğer sen yeryüzündekilerin çoğunluğu.........
    na itaat edersen seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başkasına uymazlar." [6] buyurmuştur. Allah zanna hiç bir zaman ilim (kesin delil) olarak itibar etmemiştir. Nitekim Allahu Teâlâ şöyle buyurdu : "Onunla (inandıklarıyla) ilgili kendilerinde ilim (kesin delil) yoktur. Ancak, zanna uyarlar. Halbuki zan, haktan bir şeyi ifade etmez." [7]
    [5] Necm : 28
    [6] En'am : 116
    [7] Nisa : 157
    MÜSLÜMANLARIN GENELİNDE İSLÂMÎ ÖLÇÜNÜN HAKİM OLMAYIŞI.İSLÂM DEVLETİ HİLAFET'E GİDERKEN MESELELERİMİZ ;
    BİR İNSANIN BU DÜNYAYA GELİŞ GAYESİ İÇİN TAKİP EDECEĞİ İSTİKAMET..DEVLET KURULUNCAYA KADAR
    MÜSLÜMANLARIN İYİLEŞMESİNİN REÇETELERİ..
    Bir toplum tutumunu değiştirmedikçe Allah onun konumunu değiştirmez.
    Rad-11
    KURANI ANLAMAM DİYENLERE....
    KAFİRLERİN KALKANI TEKFİR !
    MÜSLÜMANLARIN VE KAFİRLERİN ALLAH TARİFİ,TANIMI..SEN BU TARİFİN NERESİNDESİN?
    MÜSLUMANLAR VARLIKLARINI KORUMA UĞRUNA DA OLSA İSLÂMÎ KİŞİLİK VE TAVIRDAN VAZGEÇMEMELİDİRLER
    YanıtlaSil
  2. İŞTE BU VİDEONUN T.C.DEVLETİ TARAFINDAN ENGELLENMESİ ŞUNU İŞARET ETMEKTEDİR.
    T.C.DEVLETİ VATANDAŞLARINI BÖYLE İSDEDİĞİ DOĞRULTUDA MANKURTLAŞTIRIYOR.
    Buyrun Engelleme Neden?
    Halbuki bu vidolar YouTube de Mevcut.
    Bu dusenbazlar bu halkın vakalari alakandiramadiklarini bildiklerinden
    Vakalari alakalandirici aciklamalar yapan videoları kaldiriyor.DIKKAT.!
    Bak bu sahip çıktığınız T.c devleti sizin bilgilenmenizi istemediğinden youtebeden kaldırıyor videoyu
    https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/videos/1002015113152633/?pnref=story
    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.
    YanıtlaSil
  4. Bu zamanda (2015) Tevhit kavramının içeriği karıştırılarak vahdet oluşturulmuştur ama bu vahdet i vücut olarak insanlığa yansıtılmıştır.
    Halbuki tevhit La ilahe illallah Muhammedin resul Allah la tamamlanır.
    Muhammedin getirdiği Allah tanımını bilmek ile Müslümanlıkta kalabilir kişi yoksa tv kanalları vasıtasıyla Müslüman kılığına girmiş prof etiketi ile kişileri fikirleriyle zehirleyip Allaha verdiği vaadi yerine getirmektedir şeytan.
    örnek
    https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/videos/vb.100000324607185/1002015113152633/?type=3&theater
    YanıtlaSil
  5. Bu âyet okçuların halini belirtmektedir. Onlardan bir kısmı ganimet sevdasına kapılıp, aralarında niza başlamıştı. Rasulullah’ın emrine mutlak şekilde itaat edenlerle, ganimet peşindekiler arasındn geçen bu ihtilâf isyana kadar vardı... Arzu ettikleri zaferi gözleriyle gördükten sonra ikiye bölündüler. Bir kısmı dünya ganimetini istiyordu, bir kısmı da Ahiret sevabını... Kalbler bölün
    dü, saflarda birlik kalmadı. Hedef birliği de bozulmuştu. İtikad savaşlarında gereken tecerrüd ve ihlâs cilâsını, dünyevî arzular silip attı. î’tikad savaşları diğer savaşlara benzemez. İtikad için yapılan savaş hem harp meydanında, hem de vicdan sahasında yapılır. Vicdan harbinde zafer kazanılmadan, meydan harbinde zafer kazanılmaz. Çünkü itikad harbi, Allah içindir. Halisâne bir niyetle çalışmayanlara Allah zafer vermez. Allah’ın sancağını ne kadar taşısalar ve onun altında kümelenseler de, taşıdıkları sancağa tamamen uyup, lâyık olmadıkları müddetçe Allah onlara zafer vermez. Sancağa yabancı şeyleri, hile ve hud’aları sokmamak için bu şarttır. Bazı savaşlarda Allah’ın bildiği bir hikmete mebni olarak, açıkça bâtıl sancağını taşıyan, bâtıl yolun yolcuları zafer kazanabilirler. Fakat, Hak sancağını taşıyıp da ona her şeyinden vazgeçercesine bağlanmayanlara Allah, onları deneyip, seçmedikten sonra zafer ihsan etmez. İşte savaştaki tutumlarına bu şekilde işaretle Kur’anın müslüman cemaatına açıklamak istediği şeyler bunlardır... İşte Allah’ın İslâm cemiyetine öğretmek istediği şeyler bunlardır... Onlar, bu kararsız ve kaypak tutumlarından dolayı bu acı yaraya ve elim hezimete dûçar oldular.

    «İçinizde dünyayı isteyenler ve âhireti isteyenler bulunduğundan...»

    Kur’an projektörlerini müslümanların kendilerinin kalplerinde var olduğunu bildikleri şeylere, tutuyor...

    Abdullah İbni Mesut diyor ki : Uhud gününde «Sizden bir kısmınız dünyayı, bir kısmınız da âhireti istiyor» âyeti ininceye kadar, Ashaptan bir kişinin dünyayı isteyeceğini zannetmiyordum ..
    BU GÜNKÜ İNSANLARIN, MÜSLÜMAN OLANLARADA BAKIŞI MESUT GİBİ...
    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.
    YanıtlaSil
  7. İNSAN DENEN MAHLUKUN EN ÖNEMLİ BAŞLANGIÇ NOKTASI.OLMAZSA OLMAZLARDAN.
    Araştırıp öğrenmek bu insan cinsi denen mahluka neden bu kadar zor geliyor.
    Halbuki burada kişinin olmazsa olmazlarından bakış acısı açıklanıyor.
    YanıtlaSil
  8. BU KURANI ANLAMAM ANLAYAMAYIZ DİYENLERE...
    (Allah ile insanlık arasındaki kontrat sözleşme.)
    36 — Allah’a ibadet edin. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere iyilik edin. Allah kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez.

    37 — Onlar ki kendileri cimrilik ettiği gibi başkalarına da cimrilik tavsiye ederler ve Allah'ın kendilerine fazlından verdiği şeyleri saklarlar. Biz de böyle nimetleri gizleyen nankörlere hor ve rüsvay edici bir azap hazırladık.

    38 — Mallarını insanlara gösteriş için sarfedip, Allah’a ve ahiret gününe inanmayanları da Allah sevmez. Şeytanın arkadaşı olduğu kimse için bu arkadaş ne de fenadır!

    39 — Bunlar Allah’a, ahiret gününe inanmış ve Allah’ın verdiği rızıklardan riyasızca sarfetmiş olsalardı ne olurdu? Allah onların söz ve işlerini çok iyi bilendir.

    40 — Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz. Zerre kadar iyilik yapılsa onun sevabını kat kat artırır ve yapana kendi kalından büyük bir mükâfat verir.

    41 — Her ümmete peygamberlerini şahit kıldığımız ve onlara da seni şahit getirdiğimiz zaman bakalım halleri ne olacak!..

    42 — İşte o gün öyle temenni edecek o küfredip peygambere asi olanlar: Keşke, diyecekler, yerle bir olsaydıkta, Allah’tan o bir sözü ketmetmeseydik!...

    43 — Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi billnceye kadar, bir de cünüpken yolcu olmanız müstesna — güsül yapmadıkça namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz, yahut her hangi biriniz ayak yolundan gelmişse veya kadınlara yaklaşmışsanız ve bu durumlarda su bulamamışsanız pâk bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki Allah, çok affedici, çok bağışlayıcıdır.
    https://www.youtube.com/watch?v=iwTUPYP2sUs&index=1&list=PLr342JFErS77dpJpchCluyboo5WU1s8lu
    https://www.facebook.com/photo.php?fbid=1035886146432196&set=ms.c.eJw9yssJACAMBNGOJJvPmu2~%3BMUWIp4HHwKK6iWSGQ1wY0GaV60OF6dYHXO9ADgTekTzYDhEs.bps.a.1024394247581386.1073741910.100000324607185&type=3&theater
    YanıtlaSil
  9. Kişi yaradana ve yaradanın insanlığa son gönderdiği kişiye (Peygambere) inanması kişinin Müslüman olması ve cennete girmesine yetiyor.
    Bunu bilen şeytan değişik metodlarla kişileri Müslümanlıklarından çıkarıyor.Medya aracılığı ile her eve Müslüman kılığında Prof.etiketi ile kişilere zehrini akıtıyor.
    http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2015/10/diyorlar-ki-bu-ummete-vahdet-lazm.html
    YanıtlaSil
  10. BAK HADİS NE DİYOR..
    - H z . Ömer Huzur-u Saadet'e geldi ve : "Ya Resulallah,
    Beni Kureyza yahudilerinden bir tanışa söyledim. Bana Tevrat'dan
    âyetler yazdı, getirdi. Görmek ister misiniz?" dedi.
    Peygamberimizin mübarek çehresi değişti. Abdullah bin Sabit diyor ki:
    "Ya
    Ömer, Rasulullah'ın çehresini görmüyor musun?" dedim.
    Hz.
    Ömer: "Rab olarak bana Allah'ım yeter, din olarak İslâmiyet
    yeter, Peygamber olarak Muhammed Mustafa yeter."
    dedi. Peygamberimizin çehresi yavaş yavaş aklaşıp
    buyurdu:
    "Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer
    kardeşim
    M û s a dirilip aranıza gelseydi, siz de beni bırakıp
    ona
    uysaydınız dalâlete düşerdiniz!.. Ümmetlerden benim
    nasibime siz,
    Peygamberlerden de sizin nasibinize ben düştüm."
    -Rasulullah buyurdu : "Ehl-î kitap olan Yahudi ve Hıristiyanlara
    bir şey sormayınız. Onlar dalâlette olduklarından size
    doğru
    yolu göstermezler. O zaman siz ya bâtılı tasdik edersiniz,
    yahut
    da Hakkı tekzib... Allah'a yemin ederim ki, eğer Musa
    aranızda
    olsaydı, bana uymaktan başka bir şey yapmazdı." Aynı
    hadisin başka
    bir rivayetinde son cümlesi şöyledir : "Eğer M û s a ve
    Isa
    aranızda sağ olsalardı, bana uymaktan başka bir şey
    yapmamaları
    gerekirdi."-
    HADİSLER BÖYLE DEYİP DURURKEN DAHA HALA KAFİR TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ÖVDÜĞÜ
    ALİMLERİ NE DİYE DEZDEKLİYORSUNUZ..!!!
    YanıtlaSil
  11. Asıl nedir:1. Kök, esas, temel, kaide
    Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir.
    Bu kainatta kendi kendine oluşmuş bir şey olmadığına göre o zaman bu kainatıda bir yaratıcı yaratmış dolayısı ile benide.
    O zaman bu yaratıcının beni yönlendirmesi lazım.
    Normal hayatın akışında yaratıcı ile insanlar arasında ki aracıya peygamber denmiş.
    o zaman en son peygamberlik iddiasında bulunan kişinin getirmiş olduğu kontrata anlaşma şartlarına bakacağız.(Sonuncusu gecerlidir kaidesinden)
    Sonuncusu Muhammed olduğuna göre onun getirdiği kontratda insanlığa bir rest çekiş meydan okuma var.
    Yoksa, 'Onu Muhammed uydurdu' mu diyorlar? Onlara de ki; 'Eğer doğru söylüyorsanız, Kur'an'a benzer bir sure ortaya getiriniz, bu konuda Allah dışında kimleri yardıma çağırabilecekseniz, çağırınız. Yunus*38
    Aradan bin dört yüz geçmiş hala bir ses yok peki şimdi yapsınlar şimdi teknik bir çağdayız her şey eloktronik çoğu şeyi harflerin ve rakamların karışımından yapıyor proğram yapıcıları.
    o zaman kuran ayetlerinide getirsinler.?
    Allah kainatı elementlerden yarattığı gibi kuranıda harflerin karışımından yaratmıştır.
    Diyebilir birileri evet bizimde demokrasimiz var.
    o zaman demokrasiye ve Muhammedin getirdiği şartlara bakılır.Bu insan fıtratına uygunmu diye.
    örneğin Mal can ve namuz konusunda kim ne diyor diye.
    (Şartlar. Eşyadaki özelliklere uygun düşmesi lazım)
    Muhammedin getirdiği şartlar insan fıtratına uygun.
    Demokrasinin getirdiği şartlar insan fıtratına uygun değil.olduğu anlaşıldığından fıtrata uygun olan alınır.Dolayısı ile Muhammedin getirmiş olduğu şartlar Yaratıcının gönderdiği şartlar olarak kabül görür.
    Yaratıcıya ve son peygamberine inanmak vakaya mutabık olur ve Muhammedin getirmiş olduğu şartların bir tanesinin gereği kişi Müslüman olur ve yaratıcının vaadi gereği cenneti kazanmış olur.
    Kişi bu vaadi elinde tutabilmek için Muhammedin getirmiş olduğu yaratıcının tarifini onaylayıp orada kalmazı lazım.
    Yaratıcının kırmızı çizgisi şirktir.(Allah'ın tarifi)
    (Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların uydurdukları noksan sıfatlardan yücedir, münezzehtir.zuhruf*82
    O tarifde budur.)
    Bu olayı bilen şeytan Medya veya diğer yollarla kişinin onayını alarak kişiyi Müslümanım diye diye cehennemin bir başka kapısından içeri atıyor.
    Devamı var...
    YanıtlaSil
  12. Kaidenin oluşumu***Eşyadaki özellik
    YanıtlaSil
  13. Mücerret mânalar müşahhas şekillerle örneklendirilmedikçe insan zihninde boş ve köksüz kalır. İnsan zekasına ne kadar mücerret
    güc verilmiş olursa olsun, yine de kavrayabilmek için bu mücerret
    mânanın örnekler, işaretler ve çizgiler halinde gösterilmesi gerekir...
    insan zekasının sınırı belli. Fakat mücerret mâna ifade eden şeyler
    karşısında durumu bu. Ya sınırsız ve hududsuz nesneler karşısında
    nasıl olur.
    YanıtlaSil

  14. Hatta İslâmî konularda son derece gayret sahibi kimseleri bile görüyoruz ki-ibadetle ilgili en küçük bir hususu tashih etmek için durmadan çalışıyorlar. Ahlâkî bir inhilâli kötülemek, bir takım emirlere karşı muhalefeti bertaraf etmek için durmadan konuşuyorlar da İslâm’da hâkimiyet esasından ve bu esasın İslâm akidesindeki yerinden söz bile etmiyorlar. İslâm akidesinin feri yönlerinden birisi olan alkollü şeylerle mücadele ettikleri halde en büyük kötülük olan İçtimaî hayatın tevhid akidesinden başka esaslara göre kaim olması üzerinde hiç konuşmuyor, hâkimiyetin Allah’tan başkasına verilmesine hiç de karşı gelmiyorlar.
    http://seyyitkutubtefsiri.blogspot.nl/2016/05/hatta-islami-konularda-son-derece.html?spref=fb
    YanıtlaSil